26 Aralık 2007 Çarşamba

In Style, Özge'nin gelinlikli halleri...


ŞİMDİ AŞK ZAMANI

Ekranda hep hüzünlü aşklarla tanıdığımız Özge Özberk, gerçek hayatta ruh eşini bulmanın mutluluğunu yaşıyor.Temmuz ayında bir kır düğünüyle evlenmeyi planlayan Özberk, hemen çocuk sahibi olmak istiyor.

Türkiye onun yüzüne ilk olarak Çemberimde Gül Oya’nın hüzünlü Yurdanur’uyla aşık oldu.Duru, masum ve fevkalade duygulu bu yüz, daha sonra Kırık Kanatlar’ın idealist Cumhuriyet kızı Nazlı ve Geniş Zamanlar’ın Zehra’sında da izleyenleri büyülemeyi sürdürdü.Rol aldığı dizilerde payına hep hüzünlü aşklar düşen oyuncu, gerçek hayatta ise çok mutlu bir aşkın kahramanı.

‘‘Onu ilk gördüğüm anda, ‘Tamam, bu adam benim evleneceğim adam!’ dedim’’ diyor Özberk, nişanlısı Hayim Sadioğlu ile ilk tanıştıkları anı, parıldayan gözlerle anlatırken...Yaklaşık üç buçuk yıl önce ‘Deep Dish’ konserinin, Venue’deki partisinde tanışıyorlar.’’Tiyatroculuk yaptığım dönemde, akşamları kız arkadaşlarımla çıkmayı çok severdim.Yine öyle bir akşamdı.Önce çok iyi arkadaş olarak başladık, sonra ben çok aşık oldum diyor’’ diyor gülerek.Bir an duruyor.Yüzünde bir gülümseme uzaklara dalıp, belli ki nişanlısını düşünüyor ve ona neden aşık olduğunu anlatmayı sürdürüyor; ‘’Onun ‘cool’ bir duruşu vardır.Baştan soğuk durur ama kendine inanılmaz baktırır.Biraz o uzak duruşu, mesafeli oluşu beni cezbetti. Şimdi görüyorum ki o duruşun altında inanılmaz sıcak bir kalp, kol kanat geren bir adam var.O yüzden, ‘İyi ki ilk görüşte aşık olmuşum!’ diyorum.Ona hiç sormadım, ‘Sen de mi bana ilk görüşte aşık oldun?’ diye, ama sanırım o da ilerleyen zamanda benim sıcakkanlılığımı ve doğallığımı sevdi.Dolayısıyla aşk sonradan oluştu ama ben ilk gördüğümde onun doğru adam olduğunu biliyordum!’’

O ilk gecenin ardından, 1.5 yıla yakın süren arkadaşlık, aşka dönüşür.Ve ardından hiç beklenmedik bir evlilik teklifi gelir…’’Evlenme teklifi çok güzeldi.Tam bir sürprizdi.Zaten hiç beklenmedik anda olursa güzeldir,’’ derken o anı yeniden yaşıyor, gözleri nemleniyor güzel oyuncunun.’’Geçen yıl, haziran ayında New York’a gitmiştik.O gün alışveriş etmiş ve çok yorulmuştuk.Yemekten sonra eve gitmek için can atıyordum.Hayim, ‘Hadi, Central Park’da bir fayton gezisi yapalım,’ dedi.’Gece vakti ne işimiz var parkta?’ dedim ama çok ısrar etti.Gecenin bir vakti, son derece yavaş giden bir faytonla parkta gezmeye başladık.O karanlıkta görülecek bir şey de yok, içimden, ‘Gündüz olsa neyse de, gece karanlığında burada ne işimiz var?’ diye geçiriyorum.Bir yandan da, ‘Ne olabilir?’ diye merak ediyorum.Karanlığın içine, bir şeyler görebilmek için kafamı uzatıp, arkama Hayim’e doğru dönerken, tam o sırada yüzüğü uzattı.’Benimle evlenir misin?’ diye sordu.Gözyaşları içinde kabul ettim.Çok romantikti.Herhalde özel olan da budur.’’ Yüzüğünü çok severek taktığını söyleyen Özberk , ‘Daha çok özel zamanlarda takıyorum.Tek taşımı Hayim aldı.Şarkı da tam o zamana denk gelmişti.’’ diyor gülerek.

Özge Özberk’in nişanlısı Hayim Sadioğlu, 1972 doğumlu. Sivas’ta maden işletmelerinin finans bölümüne bakıyor.Türkiye’nin çeşitli yerlerinde maden araştırmaları yapıyor.Müzikle çok haşır neşir.Özberk, nişanlısının çok özel bir CD koleksiyonu olduğunu, onlara kelimenin tam anlamıyla taptığını söylüyor.’’Clubbing müziğini ve kulüplere gitmeyi çok sever.biz de zaten öyle tanıştık.’’ diyor.Ancak bir süredir evde kalmaktan daha çok keyif aldıklarını fark etmişler.Özberk, ‘’Şimdi artık aklımızda kalan başka şeyleri yapıyoruz.Her yapmayı çok seviyoruz.Alışveriş yaparken seni bekleyen adamlardan değil, ofırsatta yurt dışına gidip yeni yerleri gezmenin heyecanını yaşıyoruz.’’ diyor.Paylaştıkları bir başka zevk de alışveriş! ‘’İkimiz de deli gibi alışveriş da birlikte gezer.Birbirimize fikir veririz.Onunla alışveriş yapmak çok keyiflidir.’’




Onlar yalnızca evde vakit geçirmekten mutlu olmakla kalmıyorlar, mutfağa da meraklılar.’’Hayim çok güzel yemek yapar’’ diyor Özberk.Kendisinin de güzel yemek yaptığını ama nişanlısının mutfakta harikalar yarattığını yarattığını belirtiyor.’’Balık ve deniz mahsülleriyle ilgili çok güzel şeyler yapar örneğin,’’ diyor.’’Üç gün önceden sosa yatırıp, eti sosla öldürerek somon füme yapıyor ve üç gün boyunca onunla ilgilenip, sosu yemesini bekliyor!’’

İkisi de Aslan burcu ve ikisi de rahatına çok düşkün.Zevkleri de çok ortak.’’Bir gün bir spor ayakkabı alıp eve geldim, bir baktım aynısından o da almış kendine.Böyle piştilerimiz oluyor.Her şeyimiz çok aynı.Telefonlaşmak anlamında da aramızda çok telepati olur,’’ diyor oyuncu ve ekliyor, ‘’Aynı anda aynı şeyi düşünebiliyor olmak, ilişkilerde yanlış anlamalara mahal vermemek adına çok önemli.Bunu biraz tutturabiliyorsanız ve bu her şekilde saygıyla karşılanıyorsa , o ilişki mükemmeldir zaten’’

Özberk, bir ilişkide en çok karşılıklı saygıya değer veriyor.’’Benim için saygı çok önemli çünkü ailemden öyle gördüm’’ diyor.’’Çok mutlu evliliği olan bir ailede büyüdüm ben, hala da öyle, el ele gezer annemle babam.Dolayısıyla onu da biraz sorumluluk edindim kendimde.o yüzden birçok şeye dikkat ederek yaşıyorum.Hayim de aynı dikkatle karşılık veriyor.Gece geç saatlere kadar çalıştığım zamanlarda bile bana çok anlayışlı davranır.Ben de, özellikle hafta sonları, yalnız kalırsa kötü hissediyorum.O zaman mutlaka telefon edip sete çağırıyorum.Onun bir tek haftasonları var ve ben çalışıyorum.dolayısıyla onu çağırma gereğini derinden hissediyorum.Yalnız kalıyor diye düşünüyorum ama o hayatından memnun.Umarım ilişkimiz hep böyle devam eder.’’



Onun sevdiği ya da sevmediği şeyleri, daha o söylemeden nişanlısının onun yerine tercih etmesinden çok hoşlanıyor. ‘’İkimiz de çok kararsız insanlarız ama birbirimizin adına daha rahat karar verebiliyoruz.Sanırım birbirimizin ruh eşiyiz.Birbirimizi çok güzel tamamlıyoruz.Ama bazen de tam tersine çok karışıyoruz hiçbir karar veremiyoruz!’Ve o konu bir süre öyle kalıyor,’’ diyor gülerek.Sonra bir an düşünüyor.Belli ki onu duygulandıran anlar geliyor aklına.’Hayim’in en sevdiğim özelliği, istemediği bir şeyi asla yapmamasıdır, çok dürüsttür,’’ diyor ve sonra tüm kadınların erkeklere dair ortak bir sorununa değiniyor; ‘Aslında, falan gibi belirsiz, kafa karıştırıcı cümleleri asla kurmaz.Çok nettir.Bir erkekte çok fazla rastlanan bir özellik değil.Onun en sevdiğim özelliklerinden biri bu’’

Bugüne kadar nişanlısının ona yaptığı en romantik jestse kedileri Paşa ile ilgili…’’Uzak bir yere gittiğimde onu çok özlüyorum diye, Paşa’nın aynısının oyuncağını almış bana.’Uzaklara gittiğinde onu götüremezsin, ama bunu yanında taşıyabilirsin,’ diyerek bana verdi.Benim için çok özel ve romantik bir andı,’’ diyor duygulanarak.





Çift Temmuz ayında Kemer Country’de gerçekleşecek bir düğünle evlenmeyi planlıyor.Düğünlerini Mywedding by Celebration’dan Arzum İhsan tasarlıyor.’’Sanırım ortancaların ağırlıkta olduğu, pembeli beyazlı bir organizasyon olacak.En sevdiğim yanlarından biri de kilise dünleri benzeri bir gelin yolu olması ve nikah merasiminin bir gazeboda gerçekleşmesi…Kendisi de oyuncu ve müzisyen olan Merih adlı arkadaşımız, ilk çıkışımızda trompet çalacak.Yürürken dizlerim fena halde titreyecek sanırım.Benim titrerse Hayim hiç yürüyemeyecek herhalde.Çok heyecanlı.Göz önünde olmayı ve fotoğraf çektirmeyi hiç sevmez zaten,’’ diyerek anlatıyor Özberk.

Şu sıralar dergi takipleri yapıyor.Müzik seçimini, nişanlısı Hayim Sadioğlu üstlenmiş.’’Ama oturup da ciddi bir planlama yapmadık.Heyecan ara ara geliyor,’’ diyor.Klasik , gelinin ağlatıldığı bir kına gecesi istemiyor ama kız arkadaşlarıyla neşeli bir bekarlığa veda.partisi yapmayı planlıyor. Hüzünden hiç hoşlanmıyor, etrafında hep neşe istiyor.

Gelinliği ilk kez Geniş Zamanlar'ın Zehra’sı olarak giyen oyuncu, ‘’Sette, ‘Gelinlik giydiniz heyecanlı mısınız diye çok sordular.Hep, ‘Ben giymedim ki Zehra giydi’ dedim.Benim için oyunculuk yaparken gelinlik giymenin jean ve tişört giymekten farkı yok.Zehra’nın giydiği korkunç bir gelinlikti.Zaten ona alışmasam çok daha iyi!Ama bugünkü fotoğraf çekiminde giydiklerim, gerçekten de ön hazırlık gibi bir şey oldu.Çünkü model anlamında çok alternatif giydim,’’ diyor.Hatta içlerinden birini gözüne kestirmiş.’’Sanırım kır konseptine uygun olması için biraz daha çiçekli ve uçuş uçuş şeyler gözümün önüne geliyor.Altına da kesinlikle platform tabanlı bir ayakkabı giyeceğim!’’ diye ekliyor, gülerek.

Çiftin mutluluğu ailelere de yansımış.Herkes heyecanla düğünü bekliyor.’’Ben çok babacı biriydim:Hiç evlenmek istemezdim.Ben, mesela siyah zeytini çok severim.Annem küçükken hep, ‘Seni zeytinciye vereceğim,’ derdi.Ben de, ‘Hayır gitmem, ben senin başına kalacağım!’ diye ağlardım.İşte şimdi gördü.Ama Hayim’i çok çok seviyorlar, o yüzden gözleri arkada değil,’’ diyen Özberk’in kendisi gibi oyuncu olan ağabeyi de şu sıralar benzer bir şekilde nişan heyecanı yaşıyor.

Ekranların güzel yüzü, evlenir evlenmez çocuk sahibi olmayı planlıyor.’’Umarım bu senenin sonunda hamile kalmış olurum.Artık yaş biraz geçiyor, o yüzden hemen yapmak istiyorum,’’ diyen Özberk, özellikle de ağabeyi ile birlikte geçirdiği mutlu çocukluk yılları nedeniyle birden fazla çocuk sahibi olmak istiyor.

Onlar öncelikle çok iyi arkadaş olan bir çift.’’Bir problemle karşılaştığımda ilk Hayim’e anlatırım.O her zaman çok güzel, alternatifli çözümler bulur,’’ diyor Özberk ve kendilerini aynı zamanda romantik bir çift olarak da tanımlıyor.’’Baş başa yemek yapıp şarap içtiğimiz geceler vardır,’’ dese de, ardından hemen gülerek ekliyor; ‘’Birbirimize mutlaka özel zamanlar ayırırız ama bu onun arkadaşlarıyla gezmesini engellemek değildir hiçbir zaman.Çok sevdiği arkadaşlarıyla, haftanın bir-iki günü, mutlaka playstation gecesi yapar!(bitti)









(INSTYLE dergisinden alıntıdır...)

Hiç yorum yok: