26 Ocak 2008 Cumartesi

3 Dakikada A.R.O.G.

1.001.711 kişi tarafından izlenerek rekor kıran GORA'nın devamı niteliğindeki 'A.R.O.G' filminin ilk üç dakikası yayınlandı. Ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın Ali Taner Baltacı ile birlikte çektiği ve senaryosunu kendi yazdığı dördüncü film olan A.R.O.G.’da Yılmaz, bu kez taş devrine gidiyor.


Kahkaha garantili filmin konusu şöyle: Arif’in uzaydan dünyaya getirdiği ve evlendiği eşi Ceku'dan bir çocuğu dünyaya gelecektir. Fakat doktorlar bu doğuma kesinlikle karşıdır. Ceku'nun ultrason görüntülerinde karnında normal bir çocuk değil de, bir uzay yaratığı olan 'Elyın' taşıdığı ortaya çıkar. Fakat Arif çocuğun doğmasını ister ve eşiyle birlikte doğuma girer... Çocuğu olarak doğan korkunç canavarı kucağına alan Arif, çığlıklar içinde bağırırken, bu korkunç rüyadan uyanır ve ejderhaların hüküm sürdüğü yontma taş devrine uzanan hikaye başlar...

A.R.O.G Film Fragman'ı

Sinekli Bakkal yayından kaldırıldı...

Özge Özberk (Oyuncu):

Dizinin ilk bölümünü kanal yöneticileriyle birlikte izledik. Onların ilk tepkisi bu dizinin bu şekilde olmayacağıydı. ’Bir din adamını bu kadar kötü gösterip sembol olarak da tesbih ve takke kullanamazsınız’dediler. Çektiğimiz takkeli sahneleri koca bir gün yeniden çektik. Sabah 8’den ertesi güne kadar çektiğimiz takkeli sahneyi takkesiz çektik. Reytingimiz 3’üncü bölümden sonra çok iyiye gidiyordu. Ama müdahaleler oldu. Takkesini çıkardılar tesbihini aldılar.


Haberin Devamı .... Diğer oyuncuların yorumları için

21 Ocak 2008 Pazartesi

Sinekli Bakkal 4.Bölüm Özet


Rabia, ömründe ilk kez doğum gününü kutlarken, İlhami baba kızı birbirinden ayırmaya çalışır. Artık Rabia, babası ile dedesi arasında bir tercih yapmak zorundadır. Önünde iki seçenek vardır: yıllardır kendisine bakıp büyüten annesiyle dedesi ve yıllar sonra kavuştuğu babası… Ancak ona seçme hakkı tanınmaz!.. Bu karşılaşma Tevfik ve İlhami arasında yılların öfkesiyle alevlenecek büyük kavganın başlangıcı olacaktır. Tevfik, Rabia’nın kendisinden gizlediği bir şeyi öğrenir: Kızı evlenecektir. “Damat”ın gelip el öpmesini bekleyen Tevfik, diğer yandan ekmeğinin derdine düşmüştür. Mahallede Rabia’nın sözlenmesi ve Tevfik’in dönüşüyle ilgili dedikodular yayılır. Söylentiler Sabit’in de kulağına gidince Rabia’ya vurgun olan bu delikanlı konağın kapısına dayanır. Rabia, hayalini kurduğu yer olan üniversiteye giderken yanında Onur da vardır. Rabia’nın gelişi, Peregrini için sürprizli bir günün başlangıcı olur. Rabia her akşam konaktan çıktıktan sonra gizlice Sinekli Bakkal’a babasının yanına gider. Bu durumu fark eden Onur, Rabia’nın bir sevgilisi olduğunu Peregrini’ye söyler. Tevfik’in mahalleye yerleşmesine tahammül edemeyen İlhami, torununun aileden ayrılmasını önlemek için harekete geçer. Mahalleliyi Tevfik’e karşı kışkırtır. İlhami, Sinekli Bakkal’da beklenmedik bir durumla karşılaşır. Ve çaresiz kalır. Yaşanan olaylar sonrasında herkes büyük yara alacaktır. Çünkü herkesin üstüne titrediği ve bir yandan da sahiplendiği Rabia, akla gelmedik ürkütücü bir serüvenin içinde bulacaktır kendini…

Geniş Zamanlarda Kesişen Hayatlar



Haberleri okumak için lütfen üzerine tıklayınız....

18 Ocak 2008 Cuma

G.O.R.A Fragman




Videoyu izlemek için resme ya da yukarıdaki linke tıklayabilirsiniz...

Özge Özberk'in en cici halleri





50 Soruda Özge Özberk: Alice Harikalar Diyarında


ALiCE HARiKALAR DiYARINDA

Özge Özberk şu sıralar çok heyecanlı.LJünkü biz bu röportajı yaparken büyük aşkıyla evlenmesine sadece 10 gün kaldı.Yani siz bu röportajı okurken o çiçeğŸi burnunda,evli bir kadın olacak.Hayata hep güzel tarafından bakmayı başaran Özberk'le röportaj yaparken hakkında öğŸrenmedik hiçbirşey bırakmadık.

1-İsminizi kendiniz koyacak olsaydınız ne koyardınız?
Hep Harikalar Diyarı'nda kalmak için adım Alice olsun isterdim.

2-Hayatta en utandığŸınız an?
Her iltifat aldığŸımda utanırım.

3-Kaç yaşında aşık oldunuz,adı neydi ve nasıl biriydi?
ilkokuldaydım ama şimdi ismi neydi unuttum...Bir kız daha vardı ondan hoşlanan.Sürekli sorardım ''Onu mu seviyorsun,beni mi'' diye?

4-Bugüne kadar birinin sizin için yaptığŸı en romantik şey nedir?
Sevgilim Hayim'in evlilik teklifi.Detay vermem ama gerçekten çok romantikti.

5-Bir erkeğŸin önce nesine bakarsınız?
Gözlerine sanırım.Çünkü en anlamlı yerler gözlerdir,çok şey anlatır.

6-Sevgilinizin özel eşyalarına baktığŸınız,cep telefonu mesajlarını okuduğŸunuz oldumu?
Bu tamamen karşılıklı güvenle ilgili.Ben sevgilime güveniyorum,hiç aklımdan geçmez özel eşyalarını karıştırmak.Sadece gecenin körü bir mesaj gelirse önemli bir şey olup olmadığŸını sorarım.

7-Sevgilinizin sizi aldattığŸını görseniz...
Eeee...Umarım görmem.Düşünmek bile istemiyorum.Tabii canım kim isterki.

8-Hiç sevgilinizi aldattığŸınız oldu mu?
Hayır.Karşılıklı güvensizliğŸin olduğŸu her yerde aldatma olur.ilişkiiyi aldatmaya iten en önemli neden,güvensizlik ve kıskançlıktır bence.Bu noktada da ilişkiyi bitirmek gerekir.

9-Sevgilinize nasıl hitap edersiniz?Canım,aşkım,hayatım vs...
Bi'taneciim.

10-Bir erkekte en tahammül edemediğŸiniz şey nedir?
Bakımsız olması.Birde aşırı kıskanç erkeğŸe tahammül edemem.

11-Aşkta terk eden mi,terk edilenmisiniz?
Koşullar ne getiriyorsa odur.

12-Aşkın ömrü sizce ne kadar?
Sizi tükettiğŸi kadardır.3-5 yıl diye bi kıstas olmaz.Bence bir ilişki ancak aldatma söz konusu olursa biter.Zaten başka hangi nedenle bitebilirki bir ilişki.EğŸer sevgi ve saygı varsa her şeyin orta yolu budur.

13-En uzun ilişkiniz ne kadar sürdü?
Üœç buçuk yıldır son hızla sürüyor çok şükür.

14-Aşık olduğŸunuzu nasıl anlarsınız,nasıl belirtiler gösterirsiniz?
Bellli etmediğŸimi sanıyordum ama Hayim anlamış.Aşık olduğŸumda enerjim yükselir.Çok oğŸal olurum.Ben genelde hiç dırdır yapmam sıkmam sevgilimi.ilişkimizin bu kadar güzel gidiyor olmasının sebebi biraz da bu olabilir.

15-Hayatınızdaki en büyük hayal kırıklığŸı?
Büyük bir hayal kırıklığŸı yaşamadım.Benim için çok sevdiğŸim insanların hayatımdan gitmesi hayal kırıklığŸıdır.Mesela anneannemin ölümü gibi.''Ödül alamadım'' gibi şeylere üzülmek saçma ve boş geliyor bana.

16-Size kazık atan birinden nasıl intikam alırsınız?
intikam duygum yoktur,sadece ilişkimi keserim.

17-Hiç kapılarıaçtırmak için adınızı kullandınız mı?
Çok gerekliyse,o kapıdan girmek önemliyse,evet kullanabilirim.

18-Sürekli mırıldadığŸınız şarkılar...
Genelde duyduğŸum bütün melodiler takılır dilime ama özellikle bir şarkı yoktur.

19-Hesabıınıza yanlışlıkla 100 bin Dolar yatırsalar ne yaparsınız?
Bu kadar büyük bi yanlışlık bana gelmez.Denk gelse bile sonrasına iki katına patlıyacağŸıma baştan düzeltirim yanlışlığŸı.

20-Birinin arkasından konuşurken yakalandığŸınızda ne yaparsınız?
Bir teşekkür alırım,çünkü eminim kötü konuşmuyorumdur.

21-Kontrolünüzü kaybettiğŸinizde en çok yaptığŸınız şey?
Derin nefes almak,10'a kadar saymak.Sinirim yine de geçmezse,kırabileceğŸim bir şey bulmak.

22-Hangi durumda birine yalvarırsınız?
Zor durumda olan birine yardım edebileceksem...

23-Bir kıyafet balosuna hangi kıyafetle gitmek isterdiniz?
Kesinlikle 70'ler...Çünkü en eğŸlenceli,en civcivli dönem.EğŸlenelim,coşalım.Aman ölümlü dünya!

24-Bugüne kadar yaptığŸınız en çılgınca şey?
Las vegas'ta upuzun ve çok hızlı giden trenlere binmiştim.Trende tepetaklak dönerken çığŸlıkla karışık,Hayime küfürler yağŸdırmıştım ama indikten sonra ''iyi ki yapmışım'' demiştim.

25-Dünyada herhangi bir yer olsaydınız neresi olurdunuz?Neden?
ibiza.insanlar ibiza'yz sadece ve sadece eğŸlenmek için gidiyorlar.ibiza'nın yanında küçük bir ada var orada da insanlar konuşmuyor bile.YaşadığŸınız huzuru kelimelerle anlatmak mümkün değŸil.

26-Sizi üç kavramla özetleseler ne derlerdi?
Pozitif,içten,dürüst.

27-En beyendiğŸiniz politikacı kim ve neden?
Bu konuda çok kararsızım.

28-Hangi koşulda yalan söylersiniz?
Biraz önce ''dürüst'' diye tanındığŸımı söylediğŸim için ''Hiç bir koşulda'' demek zorundayım.

29-Sizce yaşaan en seksi star kim?
Madonna.Her daim,her şeyiyle ve her şekilde...

30-Dünyada hangi starla aynı projede yer almak istersiniz?
Edward Norton.OlağŸan üstü bir oyuncu,çok başarılı.

31-Şimdiye kadar sizi en çok etkileyen film hangisiydi?
Yakın dönemde,her yönüyle ''Babil'' filmi beni çok etkiledi.

32-En büyük korkunuz?
Ailem ve sevdiklerimde ayrı kalmak.

33-Hiç estetik ameliyatı geçirdiniz mi?
Burun operasyonu geçirdim.

34-En korkunç kabusunuzu hatırlıyormusunuz?
Hayır.Hep güzel şeyler görürüm,çok da hatırlamam doğŸrusu.

35-Sürekli yaptığŸınız ama başkaları tarafından tuhaf karşılanan şey?
Sürekli yaptığŸım ve tuhaf karşılanan bir alışkanlığŸım yok.

36-Hiç intihar etmeyi düşündünüz mü?
Çok cahilce buluyorum.Ölümcül sayılabilecel bir şry için biledeğŸmez.Çünkü intahar çözüm değŸil.

37-Hayatınızın amacı nedir?
Mutlu olmak ve iyi projelerde yer almak.

38-Terapistiniz varmı?
Hayır.Hiç ihtiyaç duymadım.

39-En son neye güldünüz?
Bir magazin programında,Lerzan Mutlu ve Emel MüftüoğŸlu arasındaki atışmaya.

40-Lakabınız varmı?
Gügüsh.

41-UnutamadığŸınız tatiliniz?
Hayim'le gittiğŸim ilk tatilim.Tekne tatili yapmıştık ve bu tatilde birbirimize aşık olmuştuk.

42-Sizce Avrupa BirliğŸi'ne ne zamn gireceğŸiz?
''En kısa zamanda'' demeyi çok isterdim.

43-Bir çocuğŸa hayata dair ne öğŸüt verirdiniz?
Hayata sadece ve sadece çok sevdiğŸin işi yap.Başarı zaten arkasından gelir.

44-YaşadığŸınız en büyük acı nedir?
AnneanneciğŸimin vefatı.O benim için ikinci bir anneydi.Her anım onunla geçti.Ben anneannemin kopyasıyım.NeşemizpozitifliğŸimiz...

45-Yüzyılın dahisi olarak seçtiğŸiniz üç isim?
Müzik anlamında herşeyiyle Madonna.

46-Bir zaman makinası olsa hangi çağŸa giderdiniz?
YeniçağŸa.Yenilikler beni her zaman heycanlandırır.

47-Mecliste görmek istediğŸiniz üç isim?
Özel bir isim yok

48-Hayattaki en büyük mülkünüz?
Uzun zamandır çok yoğŸun çalıştığŸım için uyumak en büyük lüksüm.

49-Vücudunuzun en beyendiğŸiniz ve beyenmediğŸiniz yerleri?
BeyenmediğŸim yerim ayaklarım,beyendiğŸim yerimse ellerim.

50-Son söz?
Mutlu ve eğŸlenceli bir yaz diliyorum.Umarım herkes hayatının aşkıyla bir an önce karşılaşır.

Kaynak: Özge Özberk Resmi Site

Sinekli Bakkal 5.Bölüm/Final

Ekranlarda genelde ilk 30larda haftalık reyting sıramalarında olan Sinekli Bakkal dizisi, Atv ekranlarına veda ediyor gibi görülüyor. Atv'nin sitesinde Final denilen 5.Bölüm gerçekten dizinin son bölümü mü bunun için ayrıntılı bir haber aradım ama bulamadım. Bir bilgisi olan varsa yorum olarak yazarsa çok memnun olurum. Teşekkürler...

16 Ocak 2008 Çarşamba

Özcan Hem Oynuyor Hem Oynatıyor

Özcan Deniz, şimdi de sinemanın mutfağına giriyor. Ya Sonra'nın senaryosunu yazan Deniz, filmin yönetmenliğini de üstlendi.

Bugüne kadar 'Kolay Para', 'Neredesin Firuze', 'Asmalı Konak' ve 'Keloğlan Kara Prense Karşı' isimli sinema filmlerinde rol alan Özcan Deniz, senaryosunu yazdığı, yöneteceği ve başrolünü oynayacağı "Ya Sonra" adlı yeni filmine hazırlanıyor.
Yapımcılığını Tim's Productions'un üstlendiği filmde Deniz'e kadın başrol oyuncusu olarak 'Çemberimde Gül Oya' dizisi ve 'G.O.R.A.' filmiyle yıldızı parlayan Özge Özberk eşlik edecek. Romantik komedi türünde ve 1 milyon dolar bütçeli filmin çekimlerinin 10 Eylül'de başlaması planlanıyor. Filmin sponsorluk dosyasında ise Deniz'in daha önce röportajlarında söylediği, "1 milyon garanti seyircim var" sözü de yer alıyor. Sponsor görüşmelerinin devam ettiği filme, ana sponsor olmak isteyen firmalar, yaklaşık 400 bin dolar artı KDV'yi gözden çıkarmak zorunda.

Filmin 2007 Şubat ayında gösterimde olacağını söyleyen yapımcı Timur Savcı, "Ya Sonra', 'Notting Hill' ve 'Mesajınız Var', tarzında bir film olacak. Filmde üç başrol var. Kadın oyuncumuz Özge Özberk, Didem karakterini canlandırıyor. İki de erkek başrol var. Birini Özcan Deniz oynayacak, ama hangi rol olduğu kesinlik kazanmadı. Diğer başrol için casting çalışması devam ediyor" diye konuştu.

Özge Özberk
Medyahaber

Çekimlerde ıslak havlularla serinledi


Çemberimde Gül Oya', 'Kırık Kanatlar' gibi diziler ve 'G.O.R.A.'deki oyunculuğuyla beğeni toplayan oyuncu Özge Özberk, geçen ay Tayland'daki Phuket adasında gerçekleştirilen Pantene şampuanlarının reklam çekimlerinde eğlenceli anlar yaşadığını anlattı. Büyük sivrisineklerin çekim karelerine girdiğini anlatan güzel oyuncu, sıcaklara karşı yaratıcı çözümler üretildiğini söyledi: "Ayaklarıma buzlu havlular sarılmasıyla bir hayli serinledim."

Özge Özberk'in Reklam Sefası


“Çemberimde Gul Oya ve Kırık Kanatlar” isimli televizyon dizileriyle sohreti yakalayan ve reklam firmalarinin en gozde oyuncusu secilen Özge Özberk, simdi de Pantene firmasinin reklam kizi oldu. Sanat hayatindaki basariyi duzgun ve İstikrarli calismaya baglayan Özberk, “Bu reklam filminde ‘Provitamin Nem Terapisi’ serisini tanittim. Tayland’daki Pukhet Adasi’nda asiri sicaklara ragmen zor sartlarda yapilan cekimler sirasinda ayaklarima sarilan buzlu havlularla serinleyerek yapilan cekimleri tamamlamanin huzuru icindeyim. Dunya kadinlarinin severek kullandigi ‘Provitamin Nem Terapisi’ onumuzdeki gunlerde ekrana gelecek. Son donemlerde onlarca reklam firmasi benimle calismak icin cesitli tekliflerle geliyorlar. Sanat hayatimdaki parlayan yildiz simdi islerime yansidi. İslerimin acilmasiyla birlikte sanatci ve manken arkadaslarim son aylarda adimi Özge’nin reklam sefası koydular” diye konusu Özge Özberk.

Özge Özberk
Türkiye

Özge Özberk Ne Dinliyor ?




Kurtuluş Savaşı dönemini konu alan 'Kırık Kanatlar' adlı televizyon dizisinde 'Nazlı' karakteri ile ekrana gelen Özge Özberk, ipod'unda 'ciddi' arşivi olan bir isim. Ne var ki çekimler arasında telefonla ulaştığımız Özge Özberk, hem vakti, hem de yanında ipod'u olmadığı için aklında en çok yer eden birkaç albüm sıraladı... Özge Özberk Bugünlerde en çok Eminem'in 'Curtain Call', MFÖ'nün 'AGU', Nil Karaibrahimgil'in 'Tek Taşımı Kendim Aldım' ve Madonna'nın 'Confessions on a Dance Floor' albümlerini dinlediğini söyleyen güzel oyuncu, Nil Karaibrahimgil'in 'Bu mudur?' adlı şarkısının son günlerde en çok sevdikleri arasında öne çıktığını belirtiyor.

Özge Özberk
Sabah

Ayşe Kulinin Geniş Zamanları Dizi Oluyor


Ünlu yazar Ayşe Kulin'in Geniş Zamanlar adlı eseri, TV dizisine uyarlanıyor. Zuhal Olcay, Oktay Kaynarca ve Özge Özberk'in basrollerini paylastıkları dizi icin 100 oyuncuya deneme cekimi yapıldı, mekan olarak kullanılan evler yeniden insa edildi.

Turk edebiyatının usta kalemlerinden Ayşe Kulin'in uc oykuden olusan Geniş Zamanlar adlı unlu eseri, TV dizisine uyarlanıyor. Yonetmenligini Ümmu Burhan'ın ustlendigi orijinal eserle aynı adı tasıyan Geniş Zamanlar dizisinin senaryosunu Asmalı Konak, Haziran Gecesi gibi basarılı calısmalarıyla tanınan Mahinur Ergun yazıyor.

Zuhal Olcay dizide, esi tarafından aldatıldıktan sonra bosanan bir avukatı, Oktay Kaynarca ise yaptıgı sıra dısı icraatlarla ilgi ceken, yakısıklı bir belediye baskanını canlandırıyor. Son donemin genc yeteneklerinden Özge Özberk ise Hemsire Zehra karakterine oynuyor.

Kitabın dizi olarak cekilmesine yaz basında karar verdiklerini belirten yapımcı Ata Turkoglu, "Sanat dunyasının uc usta oyuncusu Zuhal Olcay, Oktay Kaynarca ve Özge Özberk basrolde oynayacaklar. Yine Turk Sineması'nın guclu oyuncuları Fusun Demirel, Hakkı Ergok ve Aliye Uzunatagan da dizinin diger temel tasları." diyor.

100 oyuncuya deneme cekimi yapıldı

Titiz bir on hazırlık calısmasına imza attıklarını belirten Ata Turkoglu sunları soyluyor: "Tum ekip arkadaslarım, senarist Mahinur Ergun ve Ayşe Kulin, bir hafta suren deneme cekimleri nedeniyle adeta kampa girdi. Özellikle Ayşe Kulin, cekimlere katılan sanatcı arkadaslarımızın sacıyla, makyajıyla, kıyafetiyle kısacası butun detaylarıyla bizzat ilgilendi ve ortaya cıkan oyunun eserindeki karakterlerle celismemesi icin caba gosterdi. Cast'ı olusturmak icin 100'e yakın oyuncuyla birebir cekimler gerceklestirildi."

Çekimler sırasında hicbir masraftan kacınmadıklarını soyleyen Turkoglu: "İzleyiciler, su sıralarda yerli dizilerde sıkca yasanan mekân tekrarlarına Geniş Zamanlar'da kesinlikle rastlamayacak. Zira biz, dizide yer alan bazı evleri yeniden insa ve dekore ettirdik. Kostumler, arac gerec aklınıza gelebilecek tum produksiyon malzemelerinde masraftan asla kacılmadı. Geniş Zamanlar'ın yerli dizi klasikleri arasında girmesini hedefliyoruz" diyor.

Özge Özberk
Kaynak : Hürriyet

12 Ocak 2008 Cumartesi

Sinekli Bakkal Atv Fragman Video


Özel Röportaj: PARLAYAN YILDIZ : ÖZGE ÖZBERK

Ben Özge Özberk ile tanıştığımda çok küçüktüm. İstanbullun sayfiye mekanlarından birinde yazlık komşularıydık. " Özge abla" idi bizim için o zamanlar Özge Özberk.

Daha sonra onlar taşındılar biz büyüdük?

Hani hepimizin komşu ablaları vardır hayatta merhabadan öte diyalogumuzun olmadığı ama hep güzel bulduğumuz.

Tabii ki zaman içinde ona tiyatrolarda dizilerde ve filmlerde rastlamaya başladım hepiniz gibi. Ama tek farkı ben gurur duyuyordum komşu ablamdı o benim.

Çok uzun süre sonra ulaştığımda hala aynı çocuksu sesi ve içtenliği ile karşıladı beni telefonda. Oysa ben numaraları çevirirken gerçekten tedirgindim. Sonra anladım ki Özge Özberk parlayan bir yıldız olmuştu ama hiç değişmemişti?.

Bu gün parlayan bir yıldız olan Özge Özberk çok yoğun temposu içinde bana ve çemberimdegüloya.tk Internet sitesi üyelerine vakit ayırabildi?

Önce tüm üyeler adına teşekkür ediyorum bugünün parlayan yıldızı olma ötesinde artık tam bir sanatçı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen genç yetenek sevgili Özge Özberk?e?.


İşte O Sımsıcacık Özge Özberk ile ÇemberimdeGulOya.Tk İçin Özel Sohbetimiz?..

ECE82 : Giriş konuşmamızda parlayan bir yıldız olduğunuzdan bahsettik. Parlayan bir yıldız olmak size neler hissettiriyor öncelikle bunu öğrenmek istiyoruz?

ÖZGE ÖZBERK : Evet aynen öyle acayip hoşuma giden çok mutlu edici bir şey ama şöyle ki her tarafta boy göstermememin sebebi illaki göz önünde oluyorsunuz ama hani ben magazinsel boyutta göz önünde olmak yerine sadece işimle ön planda olmak istiyorum?.
insanlardan da bu yönde tepkileri alıyorum zaten beni sokakta gördüklerinde özge Özberk olarak değil de yurdanur olarak tanıyorlar bu yüzdende yurdanur'a karşı çok büyük bir sevgileri olduğu için bana da sevgileri çok büyük oluyor.
Bir de tabii bu benim tiyatroda 10. yılım olduğu ve attığım adımları bilerek attığım için böyle hani AA yıldız şöhret falan olmuyorum çünkü ben onların içinde büyüdüm. Ben inanılmaz starlarla büyüdüm Demet Akbağ ve Yılmaz Erdoğan gibi çok önemli iki insanla 10 yıldır birlikte olduğum için böyle çok şöhreti falan yaşamıyorum.

ECE82 : Siz tiyatro kökenli bir oyuncusunuz , tiyatro ve televizyon arsında sizce ne gibi farklar var? Bu iki sektörün size getirileri ve götürüleri nelerdir?

ÖZGE ÖZBERK : Oyunculuk açısından hiç bir şey fark etmiyor ama aslında teknik olarak üçü de birbirinden çok farklı.. Dizi oyunculuğu bir kere çok yorucu çünkü her hafta o senaryo elinize geliyor bazen senaryoyu okuyamadan gitmiş oluyorsunuz senaryoyu sette görüyorsunuz hani o kadar yoğun oluyorsunuz ki o gün çok fazla konsantre olamayabiliyoruz. Sinemada ise belli bir süreniz var mesela 1.5 aylık bir süreniz var o sürede rolünüzü çıkartıyorsunuz adapte oluyorsunuz o yönden tiyatroyla çok benzeşiyor. Ama teknik olarak karşılığını tiyatroda hemen alıyorsunuz çalıştığınız 2 aylık kamp süreci sonunda hemen alıyorsunuz sinemada okuduğunuz yazılan şeylerle alıyorsunuz. En büyük fark bu ama tabi oyunculuk açısından her üçünde de yapabileceğinizin en iyisini yapmaya çalışıyorsunuz performans açısından bir fark yok.

ECE82 : Oynadığınız tüm rollerde özellikle Yurdanur karakterinde çok iyi bir performans sergiliyorsunuz , nasıl konsantre olduğunuz merak ediyoruz? Yurdanurla benzer noktalarınız var mı?

ÖZGE ÖZBERK : Nasıl konsantre oluyorum , valla senaryo her şeyi o kadere birebir veriyor ki bu konuda zorlanmıyorum tek fazladan Yurdanurla çok benzeşmiyorum. Yurdanur çok dediğim dedik ayakları yere basan tuttuğunu koparan biraz böyle ne biliyim etrafına hakim olabilen bir kadın. Evet Özge biraz daha farklı böyle kıpır kıpır yerinde duramayan Yurdanur o enerjini özgeden alıyor ama o ağır başlı karakteri Özgede yerine göre var. Yurdanur un hayatına yerleşmiş ama Özgede biraz daha enerjik yani aman boş ver ne olacak , bir problemle karşılaşsam onu illaki çözmek için uğraşmam çözebildiğim kadar dayanırım ama Yurdanur da öyle değil tabi Özge Yurdanur kadar uğraşmaz.

ECE82 : Sizde dizide canlandırdığınız karakter gibi değerleriniz uğruna her şeyi ve herkesi karşınıza alabilir misiniz?

ÖZGE ÖZBERK : Bu soru çok fazla soruluyor bende hep şöyle diyorum yapabileceğimin , elimden gelenin en iyisini yaparım , iki elim kanda olsa yaparım fakat ailemi bir kenara atmak konusunda Yurdanur kadar cesaretli olamam. Biraz daha politik davranabilirim ben hani ne yardan ne aileden ama ailemi kesinlikle bir kenara atmam orta yolu bulmaya çalışırım.

ECE82 : Bu güne kadar oynamaktan keyif aldığınız ya da kendinizle en çok bağdaştırdığınız karakter hangisiydi? Neden?

ÖZGE ÖZBERK : Valla karakter olarak en çok göze batan değŸilde en çok sempati toplayan Yurdanur. Yurdanur'u çok sevdim acayip sevdim. 10. ay oldu hakikaten ben Yurdanur?la yatıp Yurdanur?la kalkıyorum. Yurdanur burada ne der, ne düşünür? Hayatıma olan etkisi anlamında ?ya? ile başlayan bir cümle kuracak oluyorum ama Yurdanur cümleye ? ya ? ile başlamaz mesela bunları düşünmeye başlıyorum. En çok beni etkileyen Yurdanur.
Bir de bizimkiler dizisinde 6 yıl Zeynep rolünü oynadım. Ama o çok benim gibi bir karakterdi üniversite öğrencisiydi kendimden çok fazla bir şey vermedim çünkü çok kendimi oynadım onda.

ECE82 : Çevremdeki insanlarla konuştuğumda hani bir selpak reklamı vardı onda ağlamanız çok beğeni toplamış. Çok doğal olduğu söyleniyor. Nasıl bir çekimdi o bize biraz anlatır mısınız?

ÖZGE ÖZBERK : Onu şöyle açıklayayım , o gün ben sete giderken abımı ( Özgür Özberk ) Amerika'ya yolculamıştık ve ben abimle vedalaşamadan sete gittim.. o kadar içimde kaldık ki. Çok seviyorum abımı hani dünya bir yana o bir yana, vedalaşamamanın verdiği o 3,2,1 kayıtla ben hüngür hüngür ağlıyordum yani. Nasıl ben onunla vedalaşamadım ben sete geliyorum o uçakta diye düşünüyordum tabi o motivasyonla çok başarılı bir reklam oldu.

ECE82 : Ben şimdide belirtiyim ben çok farklı bir gözle bakıyorum abinizle olan ilişkinize çünkü sizi daha önceden tanıyor olmanın getirisi olarak abinizle olan ilişkilerinizi gözleyebilen bir çocuk olmuştum. Ama üyelerimizin en çok merak ettiği konulardan biride bu abiniz Özgür Özberkle olan ilişkiniz nasıldır biraz anlatır mısınız?

ÖZGE ÖZBERK : Bizim ilişkimiz çok özel , çok güzel. Biz hiç abi kardeş gibi değilde daha çok arkadaş gibiyiz. Aramızda hakikaten bir aşk var . böyle bir problemimiz olduğunda hemen dertleşiriz anlatırız birbirimize. Zaten şu anda beraber yaşıyoruz. Bana hiç eyvah abim geliyor olayını yaşatmadı. Yani ben bu durumdan çok memnunum. O benim abim olduğu için çok şanslıyım.

ECE82 : Kadın isterse adlı TV dizisinde rol aldığınızı öğrendik. Bu dizi hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

ÖZGE ÖZBERK : Ya zaten bu çok geçici bir durum. Ben dizide 5-6 bölüm rol alıyorum. Tabi ki bu projeyi kabul etmemin kendimce iyi sebepleri var. Bunlar birincisi Birol Güvene çok inanırın beğenirim onunla çalışmak çok hoş. ikincisi ise Cihan Önal ve benim BKM de yıllarca beraber çalıştığım sevgili Zerrin Sümerde var bu projede bunlarda beni çok etkiledi tabi.

ECE82 : Dizi bittikten sonraki projeleriniz nelerdir? Sinema tiyatro ve ya televizyon sektörlerinden hangisine ağırlık vermeyi düşünüyorsunuz?

ÖZGE ÖZBERK : Öncelikle ben biraz sakinlik için tatil yapacağım çünkü çok yoğunduk. Hani böyle beden yorgunluğu değil de kafamın Yurdanur la dolu olması beni çok yordu. Birazcık kafamı boşaltmam lazım. şu anda gelen tüm teklifleri geri çeviriyorum hani yazın yapmayacağım iyi bir tatil yapmayı düşünüyorum. Sinema filmi var bir iki tane belki onlar olur. Çağanın projelerinden biri olabilir. şu anda BKM ye de ara verdim şimdi orda Demet Akbağ ve Yılmaz Erdoğan’ın süper bir oyunu var. Ama öncelikle iyi bir tatil.

ECE82 : Set arkadaşlarınızla aranız nasıldır. Birçoğu sizden daha deneyimli hatta bizim usta diye tabir ettiğimiz tiyatrocular onların size kattıkları nelerdir?

ÖZGE ÖZBERK : Var ya olağan üstü bir ortam burası. Hepimiz birbirimize kenetlenmiş biçimdeyiz. Özellikle konağa geldiğinde daha iyi göreceksin. O kadar güzel ki burası eminim bundan sonraki projelerde tedirgin olacağım bu ortamı arayacağım. Hepsi çok ustalar.

ECE82 : Bundan sonraki projelerde nasıl seçici olacaksınız kriterleriniz var mı?

ÖZGE ÖZBERK : Benim çalışacağım işlerde yönetmene güvenmem gerekiyor. Bunun dışında bence oyuncu bir hamurdur ne gerekiyorsa onu yapmalıdır. Mesela GORA da öpüşme sahnesi vardı o ben değildim ki Ceku Arifle öpüşüyordu. Motor dendiği zaman oyuncu o role girmelidir.

ECE82 : Özge Özberk hangi takımı tutar, ne tür kokulardan hoşlanır , en son hangi kitabı okudu , kısaca bize kendinizi anlatır mısınız?


ÖZGE ÖZBERK : Öncelikle Beşiktaşlıyım. Önce dolce gabana light blue kullanıyordum. şimdi daha yazlık bir koku kullanıyorum calvin clane nın summer ını kullanıyorum. Valla müzik konusunda ben clublere gitmekten hoşlanıyorum. Yurdanurla tam anlamıyla zıttık o konuda. En son hacı komünisti okudum Ferhan şensoyun. Mesela o kitapta tanıdığım insanların şans kapıyı kırınca filminin setinde neler yaşadığı anlatılıyor. Bunu okumak çok keyifliydi. Bir de tabii ki Ferhan şensoyun kalemi çok muhteşem. Çok eğŸlenceli bir kitaptı.


ECE82 : Çemberimde gül oya dizisini çekerken en çok güldüğünüz ve duygulandığınız sahneler hangileri?

ÖZGE ÖZBERK : Evet bir drama için en çok güldüğünüz demek enteresan ama biz Suzan Aksoyun olduğu her sahnede tüm ekip olarak çok gülüyoruz. Mesela geçen hafta bir Türk filmi prova sahnesi vardı orda çok güldük bir şey yapıyor set olarak çok ama çok gülüyoruz.
Ağlamaya gelince inanın sizin ağladığınız her sahnede bizde sette makyajcılar da dahil olmak üzere hüngür hüngür ağlıyoruz. Ama ben en çok Işıl Yücesoyla ilk bölümlerden birinde hani Yurdanurun çeyizi getiriyordu da aralarında bir konuşma geçiyordu ya orda hem Işıl Yücesoy hem de ben gerçekten ağladık. Sahne bittiğinde hala hıçkırıyordum. Arkamı bir döndüm herkes perişan herkes ağlıyor.

ECE82 : Son olarak üyelerimiz arasında genç oyuncu adayları da bulunmakta, onlara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

ÖZGE ÖZBERK : Valla gözlerini kapasınlar ve bu işi aşkla yapsınlar. Çünkü bu iş hakikaten sevmeden yapılacak bir iş değil. Sonuçta fizik , kimya , matematik problemi çözmüyorsun bu iş duyguyla yapılacak bir iş , o yüzden çok sevmeleri gerekiyor. Böyle bugün iyi değŸilim benzeri şeyler yok. Mesela bize 8 de burada olun dense biz sabah 8?e 5 kala burada hazır oluruz. O yüzden büyük bir aşk gerekir. Oyunculuk çok farklı bir şey çünkü hani Allah’ın bir lütfü denir ya hakikaten öyle bir şey yani ben çok mutluyum oyuncu olduğum için.

ECE82 : Ben her zaman tiyatro kökenli oyuncuların daha kaliteli olduğunu ve bu sektörde sıyrılıp çok iyi yerlere geleceğini düşünürüm. Sizin bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

ÖZGE ÖZBERK : Bende kesinlikle senin gibi düşünüyorum. valla ben 10 yıldır Demet Akbağ ve Yılmaz Erdoğan’ın okulunda okuyorum. Bir kere bir oyuncu için en önemli şey gözlem yapmaktır. Seyredip kaydetmektir. Sonra onu akılda tutup gerektiği yerde pat diye kullanmaktır. Ama bu taklit etmek olmamalıdır yani onun neler yaptığını gözlemleyip kendinizden de bir şeyler katarsanız bu size oyunculuk kimliğini kazandırır. Bu yüzden gözlem yapmak çok önemlidir. Ve ben bu 10 yıl boyunca çok iyi bir Demet Akbağ gözlemcisi oldum. Hakikaten ondan çok şey öğrendim ama tabi onun dışında Yılmaz Erdoğan var ,Zerrin Sümer var, Sinan Bengiler var, Altan Erkekli var ki hapsi çok büyük oyuncular . benim en büyük şansım onlarla beraber olmak.

Sıra 'A.R.O.G.'a geldi

07.11.2007

Sinema:Sıra 'A.R.O.G.'a geldi


Cem Yılmaz, G.O.R.A. adlı komedi-bilimkurgu filminin devamı olan A.R.O.G. için çalışmalara başladı. Filmde oynayacak isimlere yavaş yavaş karar veren Yılmaz, ilk filmde 'Ceku'yu canlandıran Özge Özberk ile 'Robot 216'yı oynayan Ozan Güven'e teklif götürdü. İki oyuncu, bu teklife hemen 'Evet' dedi. Senaryo üzerinde çalışan Cem Yılmaz, 'A.R.O.G., G.O.R.A.'nın tersi. Bunda başka bir mana aramaya gerek yok. Güzel ve değişik bir film olacak. İlk filmden memnun kalan herkes bu filmi çok beğenecek. Hoş ve güzel bir film hazırlıyoruz' dedi.

120: Karlara Yazılmış Gerçek Bir Destan

120: Karlara Yazılmış Gerçek Bir Destan
04.12.2007
Sinema:120: Karlara Yazılmış Gerçek Bir Destan



Kültür Bakanlığı tarafından bu yıl 400 bin YTL’lik en yüksek desteğe uygun gördüğü iddialı bir dönem filmi olan “120”, müthiş bir drama örgüsü içinde beyaz perdeye aktarılıyor. Yaklaşık 1000 figüranın yanı sıra 120 genç çocuğumuzun görev alacağı ve 3 milyon dolar bütçeli bu büyük yapımın başlıca rollerini ÖZGE ÖZBERK, CANSEL ELÇİN, BURAK SERGEN, EMİN OLCAY ve AHMET UZ gibi dev oyuncular üstlendi.

MURAT SARAÇOĞLU ile ÖZHAN EREN’in birlikte yöneteceği filmin senaryosu ve müzikleri de ÖZHAN EREN imzasını taşıyor.

ÖZHAN EREN geçtiğimiz yıl “çok satanlar” listelerinde yer alan “Sarıkamış’a Giden Yol” adlı yakın tarih araştırma kitabının yazarı ve ayrıca “Kara Tren”, “Turnalara Tutun da Gel” gibi son yılların en önemli türkülerinin bestecisi... Hazırlıkları 3 yıldır sürmekte olan “120”, özellikle günümüz gençleri için “Uzun bir memleket türküsü” hedefiyle tasarlandı; 1914 yılı dekorları ve kostümleri yeniden üretildi...

Çekimleri Safranbolu, İstanbul ve Van’ın karlı dağlarında 6 haftada tamamlanacak olan “120”, Şubat 2008 tarihinde izleyicisiyle buluşacak.. Küresel ısınma sonucu mevsimlerin zamanında yaşanamaması sinemacıları da olumsuz etkiliyor. Mevsim beklemek durumunda kalan ve küresel ısınmadan hayli etkilenen yapımlardan biri olan 120’nin yapımcısı Özhan Eren filmin üç ayrı mevsimde geçtiğine dikkat çekerek “Özellikle yaz sahnelerini çekeceğimiz döneme çok itina ettik. Çünkü tam o dönemde havalar birden soğudu ve yağmurlar bastırdı. Güne meteoroloji raporlarını alarak başlıyor ve ona göre program çıkarıyoruz. İnşallah kış sahnelerinde küresel ısınmanın olumsuz sonuçlarını yaşamayız. Çünkü 120 çocuğun yürüdüğü karlı dağlı sahneler ve askeri birliğe cephanelerin taşındığı sahneler ciddi büyük kar yığınları ve tipi içerisinde geçiyor” diyor.

Yeşilçam şeytanın bacağını kırdı


29.03.2006

Babam ve Oğlum sadece gişede başarıyı yakalamadı aynı zamanda seyircinin 'ruhuna da dokundu'.

Sinema:Yeşilçam şeytanın bacağını kırdı

Bir zamanlar ismi ekonomik sıkıntıyla birlikte anılan Türk Sineması, gişe rekortmeni filmlerle en bereketli yılını yaşıyor.


Geçen yılın sonlarından itibaren sırayla gösterime giren ”Organize İşler”, “Babam ve Oğlum” ile “Kurtlar Vadisi-Irak”, seyirci rekoru kırarak gişe hasılatı tablosunu altüst etti.
Babam ve Oğlum sadece gişede başarıyı yakalamadı aynı zamanda seyircinin 'ruhuna da dokundu'.

3 Şubat 2006 tarihinde gösterime giren “Kurtlar Vadisi-Irak” seyirci rekoru kırmaya devam ediyor. Birkaç hafta önce “G.O.R.A” filminin Türk Sineması'nın en çok izlenen filmi unvanını elinden alan film,8. haftasında 4 milyon 201 bin 875 seyirciyle rekora koşmayı sürdürüyor.

Türk sinema tarihinde şimdiye kadar en yüksek bütçeli yapım unvanını da taşıyan “Kurtlar Vadisi-Irak” filminin yönetmenliğini Serdar Akar üstleniyor. Senaryosunu Raci Şaşmaz ile Bahadır Özdener'in kaleme aldığı filmin çekimleri, Gaziantep'te 42 günde gerçekleştirildi.

Sevilen televizyon dizisinde de izleyiciyle buluşan Necati Şaşmaz (Polat Alemdar) , Gürkan Uygun (Memati) , Erhan Ufak (Erhan) ile Kenan Çoban'ın (Abdülhey) yer aldığı filmde, “Titanic” ile tanınan ünlü Amerikalı oyuncu Billy Zane, Gary Busey ve “Cennetin Krallığı” filminde “Selahaddin Eyyubi” rolüyle büyük çıkış yapan Suriyeli oyuncu Ghassan Massoud da rol aldı.

Film için Türkiye'de ilk kez bir yapımda tek bir sahnede 6 kamera kullanılırken, yine ilk defa tek planda canlı bomba çekimi gerçekleştirildi. Türkçe, İngilizce, Arapça ve Kürtçe konuşulan film için toplam 3 bin 391 kostüm hazırlandı.

HEM GİŞE, HEM DE ÖDÜL REKORTMENİ

Genç yönetmen Çağan Irmak'ın ödüllü filmi, “Babam ve Oğlum” da izleyiciyi fetheden bir yapım oldu.

Film,18. haftasında 3 milyon 627 bin 291 kişiyi sinema salonlarına çekerek, gişe hasılatı tablosunda üçüncü sıraya yerleşti.

Senaryosunu da Çağan Irmak'ın kaleme aldığı yapımda oğulu Fikret Kuşkan, babayı Çetin Tekindor, torunu Ege Tanman canlandırıyor. Filmde, diğer rolleri Hümeyra, Şerif Sezer, Özge Özberk, Binnur Kaya ve Yetkin Dikinciler üstleniyor.

Sinema Yazarları Derneği'nden de 6 dalda ödül kazanan bu ilgi çekici yapım, “En İyi Film”, “En İyi Yönetmen”, “En İyi Senaryo”, “En İyi Erkek Oyuncu (Çetin Tekindor) ”, “En İyi Kadın Oyuncu (Hümeyra) ”, “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Şerif Sezer) ” ödüllerine layık görülmüştü.

Türk Sineması'nın hasılat rekortmeni filmlerinden “Organize İşler” ise 13. haftasına girdi. Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği, Türk Sinema'nın ünlü isimlerinin rol aldığı film, gösterime girdiği 23 Aralık 2005 tarihinden bu yana 2 milyon 558 bin 69 seyirci topladı.

REKORTMEN FİLMLER


Türkiye'de bugüne değin en çok izlenen film unvanı, “Kurtlar Vadisi-Irak” adlı filmde bulunuyor. Bu yapımı,29 hafta gösterimde kalarak 4 milyon bin 711 seyirciye ulaşan “G.O.R.A” izliyor.
Kurtlar Vadisi Irak'ı 4 milyon 201 bin 875 kişi izledi.

Türkiye'de gösterimde bulunduğu sürede 1 milyon barajını aşan filmler ve seyirci sayıları şöyle:
Kurtlar Vadisi-Irak: 4 milyon 201 bin 875
G.O.R.A: 4 milyon bin 711 kişi
Babam ve Oğlum: 3 milyon 627 bin 291
Vizontele: 3 milyon 308 bin 383
Vizontele Tuuba: 2 milyon 894 bin 802
Hababam Sınıfı Askerde: 2 milyon 586 bin 132
Eşkıya: 2 milyon 568 bin 339
Organize İşler: 2 milyon 558 bin 69
Kahpe Bizans: 2 milyon 472 bin 162
Hababam Sınıfı 3.5: 2 milyon 35 bin 82
Asmalı Konak-Hayat: 1 milyon 791 bin 396
O Şimdi Asker: 1 milyon 657 bin 51
Hababam Sınıfı Merhaba: 1 milyon 580 bin 535
Komser Şekspir: 1 milyon 329 bin 86
Güle Güle: 1 milyon 275 bin 967
Herşey Çok Güzel Olacak: 1 milyon 239 bin 15
Propaganda: 1 milyon 238 bin 878
Neredesin Firuze: 1 milyon 64 bin 162
Deli Yürek-Boomerang Cehennemi: 1 milyon 51 bin 352.


Kaynak: Hürriyet

Süper Dergisi Özge Özberk Röportaj'ı

ÖZGE ÖZBERK HARiKALAR DiYARINDA



Onu önce 'da G.O.R.A'da prenses CEKU olarak tanıdık.Daha sonra ''Çemberimde Gül Oya''dizisinde ve ''Babam ve OğŸlum''filminde çıktı karşımıza.Bugünlerde ''Geniş Zamanlar''da rol alan Özberk kıpır kıpır tavırları ve sımsıcak gülümsemesi ile Haziran sayımıza yakışan bir kapak kızı oldu.Özge'nin pozitif enerjisini hissetmek için sayfalarımızı çevirin!


''Modayı ve trendleri yakından takip ediyorum.Bu sezon özellikle retro akımını kendime yakın buldum.O dönem elbiselerine bayılıyorum.''


ÖZGE ÖZBERK
*Bu sezon başında aldığŸınız ilk ürün...
''V2K'dan elbise ve tişört''

*Yakında almayı planladığŸınız ürün...
''Converse ayakkabı''

*Sezonun en sevdiğŸiniz trendi...
''Retro elbiseler ve takılar''

*Tarzınızı en iyi açıklayan kelime...
''Spor''

*En sevdiğŸiniz aksesuar...
''Saat ve kolye''

*En sevdiğŸiniz çanta markası...
''Gucci ve Guess''

*Tercih ettiğŸiniz jean markası...
''Diesel ve Energie''

*En sevdiğŸiniz tasarımcılar...
''Miu Miu,Anna Sui,Marc Jacobs''

*Giymeden sokağŸa çıkmadığŸınız şey...
''Saat''

*En iyi alışveriş arkadaşınız...
''Arkadaşım Hayim''

*Ucuz kaçış noktalarınız...
''Zara,Mango,Accessorize''

*Alışverişe çıktığŸınızda mutlaka uğŸradığŸınız mağŸazalar...
''V2K,Nine West,Fornarina''

*Eskiyene kadar giydiğŸiniz parça...
''Jean'lerim''

*Alışveriş yaparken en nefret ettiğŸiniz şey...
''Alışveriş yaparken o kadar mutlu olurum ki,o sırada hiçbirşey beni kolay kolay sinirlendiremez''

*En çok aldığŸınız ürün...
''Renkli kolyeler''

*Cumartesi gecesi için en sevdiğŸiniz kıyafet...
''Jean ve şık bir bluz''

*Habersiz çıkan bir davete giymek için kurtarıcınız olan bir parça...
''Siyah bir elbise''

*En rahat ettiğŸiniz bir kombin...
''Bermuda şort,tişört ve Havaianas''

*VazgeçemediğŸiniz klasikler...
''Beyaz tişörtler''

Kurtlar Vadisi yerine Pars Narkoterör

Kurtlar Vadisi' ile mafyayı yerle bir eden Osman Sınav, yeni dizisinde bu kez uluslararası uyuşturucu ticaretini çökertecek. Ünlü yönetmen yeni dizisi için iddialı konuştu:


Kurtlar Vadisi' ile mafyayı yerle bir eden Osman Sınav, bu kez de uluslararası uyuşturucu ticaretini çökertmeye soyundu. Sınav'ın 'Pars' adını verdiği filminde yeni hedefi uyuşturucu baronları ve uluslarası bağlantıları.
Kurtlar Vadisi filminde mafyayı çökertmeye çalışan Osman Sınav şimdi de uyuşturucu sorunana el atıyor.

Sınav yakında çekimlerine başlayacağı Pars adlı filminde Afganistan'dan başlayıp Avrupa ve Amerika'ya kadar uzanan uyuşturucu treafiğini çökertecek.

Pars'ın gerçek anlamda Türkiye'nin ilk polisiye filmi olacağını söyleyen ünlü yönetmen filmin hikayesinin, narkotik polisleri, uyuşturucu baronlarının uluslarası bağlantıları ve okullarda uyuşturucu kullanımı üzerine kurulduğunu söylüyor.

ÖZGE ÖZBERK BAŞROLDE

Pars'ın devamının da olacağını söyleyen Osman Sınav filmine neden 'Pars' adını koyduğunu da şöyle açıklıyor; Devamlarını çekeceğim için bu ilk filmin tam adı 'Pars Kiraz Operasyonu' olacak. Pars zifiri karanlıkta bile göreebilen avına çok sessiz yaklaşan sabırla en uygun zamanı bekleyen, ve tek bir aksiyonla avını bitiren bir hayvandır. Narkotik polisleri de kendilerine amblem olarak parsı kullanırlar. Bu yüzden adını 'Pars' koydum.

Sınav filmde erkek parsı Mehmet Kurtuluş, kadın parsı ise genç oyuncu Özge Özberk'in oyanayacağını söylüyor ve Pelin Batu, Selçuk Yönetem ve Uğur Polat gibi oyuncuların da önemli rolleri olacak diyor.

10 Ocak 2008 Perşembe

2005 Yılı Özge’nin Yılı Olacak


Kanal D’nin reyting rekorları kıran dizisi ‘Çemberimde gül oya’nın Yurdanur’u Özge Özberk, en büyük ödülü halktan aldığını söylüyor. Özberk, ‘Oyunculuğumla yaşattığım Yurdanur karakteri, o yılları yaşayan kadınları çok etkiliyor. Beni yolda çevirip, gözleri dolu dolu teşekkür ediyorlar’ diyor Özge Özberk.

Yolda çevirip teşekkür ediyorlar Özge Özberk’i ‘Gora’ filminin güzel prensesi ‘Ceku’ olarak da hatırlamak mümkün. Ama o ‘Çemberimde gül oya’ ile o kadar bütünleşti ki, artık herkes ‘Yurdanur’ olarak tanıyor ve tebrik ediyor genç oyuncuyu.

Yaptığınız işlerdeki başarınız, bir süredir sizi gündemin en üst sıralarına oturttu. Peki kendinizi bize anlatmanızı istesek, nasıl biridir Özge Özberk?

Ben 13 Ağustos 1976 doğumlu, Aslan burcu bir kızım. Sanıyorum ki ben büyümemiş bir aslanım, kedi aslanım galiba! Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ndeki tiyatro eğitimimden hemen sonra 1994 yılında BKM’nin kurulduğu günlerde tiyatro yaşamım başladı. Şu anda mesleğimdeki 10’uncu yılım. İlk oyunculuğum Yılmaz Erdoğan’ın yazdığı Turgay Kantürk’ün yönettiği ‘Oto Gargara’ ile BKM sahnesinde başladı. O günden sonra hiç dur durak bilmeden koşuşturdum diyor Özge Özberk.

Başarınızın ardında yoğun bir çaba ve özveri olduğu kesin. Peki bu başarıdaki diğer sırlarınız nedir?

Özge Özberk'in ‘Oto Gargara’ ile başlayan tiyatro hayatım ‘Sen hiç ateş böceği gördün mü’nün ardından, Umur Bugay’ın senaryosunu yazdığı ‘Oğlum adam olacak’la devam etti. Orada hem oynadım, hem de yönetmen yardımcılığı yaptım. Şu anda BKM’de ‘Bana bir şeyhler oluyor’la tiyatro oyunculuğum devam ediyor. Bu arada bir de sinema filmim var biliyorsunuz. Benim sırrımı soruyorsunuz! Evet benim sırrımın arkasında kocaman bir BKM imzası var.

medyaline

'G.O.R.A.'da eski filmleri izleyen prenses Ceku'yu canlandiran Özge Özberk, Kanal D'de yayimlanan 'Cemberimde Gul Oya'da da basrolde. Genc oyuncu, 'Eski asklar yok!' diyor

HIZIR TUZEL

İSTANBUL - 'G.O.R.A.'yi izlerken, 'Tum bu perdede olup bitenler gercek olsa, dunya ne kadar sevimli bir yer olurdu' diye dusunmeden edemedim. Ve, bu filmde emegi gecen herkesin uzaylilarla irtibat halinde olduklarina dair bir suphe uyandi icimde. Ancak uzaylilar yapabilirdi cunku bu filmi. Gecen hafta, Ozan Guven'in Radikal'e yaptigi aciklamada, saka yollu, 'Cem Yilmaz uzaylilarin basidir' demesi de, ayrica kafami karistirmisti. Hemen Sirius Uzay Merkezi Baskani ve UFO uzmani olan Haktan Hakdogan'a gidip konuyu arastiracaktim ama meseleyi icerden halledeyim dedim.
Filmde 'Ceku' adli uzayli bir prensesi canlandiran Özge Özberk'i buldum. Kendisiyle yaptigim gorusmede uzay ve uzaylilarla ilgili sorularimi aciklikla yanitlamamasi dikkatimi cekti. Ornegin 'Nereden gelip, nereye gidersiniz?' seklindeki ince sorumu soyle yanitladi:
"1976 dogumluyum. Mujdat Gezen Sanat Merkezi Tiyatro Bolumu'nden mezun oldum. 'Bizim Ev', 'Sir Dosyasi', 'Bizimkiler' gibi televizyon dizilerinde oynadim. Simdi de, 'Cemberimde Gul Oya' var. Ayrica, BKM Oyunculari'inda 'Otogargara', 'Sen Hic Ates Bocegi Gordun Mu?' ve 'Bana Bir Seyhler Oluyor' gibi oyunlarda rol aldim."
Ozge hanim, citi piti, insanin gozlerine guzel guzel bakan, eski Turk filmlerindeki masum kiz edasinda sirin biri. Hos hos guluyor ikide bir. İste o zaman supheleniyorum kendisinden. Bu kadar dogal gulen, kendini saklamaya ozen gostermeyen, samimi insan kalmadigi icin dogru yolda ilerledigimi fark ettim. Vardi bu kizda bir seyler. 'Siz G.O.R.A.'da eski Turk filmleri izleyen bir prensesi canlandirirken beri yandan da, 'Cemberimde Gul Oya'da yine eski zamanlarda yasiyorsunuz. O zaman soyleyin bakalim, nedir bu eski zaman takintilari. Ornegin, siz de, Ceku gibi eski Turk filmlerini filan izliyor musunuz?' Samsirip kaldi tabii, bu soru karsisinda. Bir sure kendini toparlamaya calisti. Bakti ki, kacis yok, anlatmaya devam etti:

Eski asklar
"Belgin Doruk'u kucuklugumden beri cok severim, seyrederim. Ama oyle oturup da cok fazla seyretmezdim acikcasi. Ama cok eglenceli bulurdum o donemin filmlerini. O nostaljiyi ve eski donemi hissetmek acikcasi cok heyecanlandirici bir sey. O kostumleri, o naifligi, o askta yasanan heyecani biraz olsun hissetmek guzel. Sonra, dizi cekimlerinde o donemi, senaryoya bagli kalarak da olsa yasamak, cok heyecanlandirdi beni. O doneme ait hissettim kendimi. İcine girdim ve icimde hissediyorum, cok guzel bir seymis. Demek ki ben bunu gormezden gelmisim daha once. Dizi oncesi ve sonrasi diye ayirabiliriz bunu. Diziye kadar cok fazla eski Turk filmi seyretmezdim, asklar filan ilgilendirmezdi, yakin gelmezdi ama artik takip etmeye calisiyorum. Hem de cok zevk aliyorum."
Oyle ya, Ozge hanim dogru soyluyor. Eski asklar kalmadi artik. Ask icin verem olmalar filan pek yok zamanimizda. Ben uzay konusunda durum degerlendirmesi yaparken o devam ediyor eski ask meselelerine:
"Simdikiyle farkli, arada cok buyuk bir ucurum var. 'Sevgi meselesi bu kadar mi degisir?' diye dusunuyorum. Hep bir gizli ask, 'Ama buyuyu bozmayalim' durumlari varmis hep. El ele tutustuklari, goz goze geldikleri cay bahcesi asklari varmis. 'Sevgilimin mendilini kokladim gunum guzel gececek' durumlari varmis. Simdi, 'Kiz bana mesaj atti abi' durumlari yasaniyor. Cok yuzeysel yasaniyor her sey, cok alternatifli yasiyoruz belki de bu yuzden. Kadinlar artik ayaklari uzerinde durabiliyorlar mesela. Sonra, bencil yasaniyor artik. Bir de simdi askta cok fazla aci cekmiyoruz. Aci yasansa da, iki-uc gunde atlatiliyor. İki tane depresyon hapi icip, kendine geliyorsun. Mektuplar filan yazilirmis, simdi insan terk edildigini bile cok sonra ogrenebiliyor. Gecmisle buyuk ucurum var."


'Uzaylilar gelecek'
Bakiyorum Özge Özberk sorularimi gecistiriyor. Ben de onu bir soru yagmuruna tutuyorum ki sormayin. Sanirsiniz meteor yagmuru. Birbiri ardina sorumlarimla onu bunaltiyor. Onu G.O.R.A.'daki gibi bir uzay atmosferine sokuyorum.
Uzayla araniz nasildir, ilgilenir misiniz?
Valla Cem Yilmaz'a kadar cok fazla ilgilenmiyordum, Ozan da demis, 'Cem Yilmaz uzaylinin ta kendisi' diye. Hakikaten bence de, o uzayli. Aynen ben de oyle dusunuyorum.
Cem beyin kuyrugu filan mi var?
Onu gormedim ama cok baska bir yerde yasiyor. Beyin dalgalarini yakalayabilmek cok zor ama yakaladiniz mi, cok baska bir boyuta geciyorsunuz. Onun baska bir enerjisi var ve bu dunyaya ait degil ve eminim onun gibi bir zekâya bir daha rastlayamam.
Zaman zaman medyada birtakim UFO haberleri cikar, izler misiniz bunlari?
İlla ki bunlar oluyor. Yoktan bir sey uzerine bu kadar cok dusunulemez, bu kadar sey yazilamaz, bu kadar film yapilamaz. İlla bir gun bir yerlerden cikacaklar ve 'Biz buradayiz, siz nasilsiniz?' diyecekler. Bir sekilde gelecekler.
Sizce bunlar iyiler mi kotuler mi?
Kotu olsalardi coktan gelmislerdi, ortam cok uygun, bence iyiler. Medeniyet olarak bizi asmislar ve daha bizi seyrediyorlar. 'Bakalim bunlar daha neler yapacaklar?' diye.
Filmin cekimi esnasinda size bir mudahalede bulundular mi?
Valla keske oyle bir sey olsaydi. O zaman film daha cabuk gosterime girerdi diye dusunuyorum.
Begenmediler belki de, o yuzden?
Begenmemeleri mumkun degil. Uzayli da olsa, insan her yerde insandir.
Sizin daha once bu filmde beraber oynadiginiz bazi erkeklerle yakin iliskileriniz olmus. Bunun uzayla bir ilgisi var mi, yoksa yabanci erkekleri(!) begenmiyor musunuz?
Bunlarin uzayla bir ilgisi yok. Bu tip konulari konusmak istemiyorum artik. Bazi seyler yasanir ve biter. Zaten bu camiadan kimseyle artik beraber olmamaya calisiyorum acikcasi. Bir dis goz olarak bakinca buna karar verdim. Ayni ortamda olmak, ayni iste calismak cok avantajli degil. İste ve evde birliktesiniz, evde kavga ettiniz bunu sahneye yansitmamaniz gerekiyor, zor bir sey.

radikal

Ağır mevzu da Çok İzlenir


Cemberimde Gul Oya'da solcu genc Mehmet'i canlandiran Mehmet Ali Nuroglu ve esi Yurdanur'u oynayan Özge Özberk, uzeri ortulen bir donemin anlatildigi diziyle "insanlar bunu istiyor, halkin begenisine inelim" dusuncesini yiktiklarini soyluyor.

HANDAN KAZANCI
Ekranlarin en cok izlenen dizilerinden biri olan '70'li yillar siyasi ortamini solcu bir genc ve onun esinin gozunden basariyla yansitan Cemberimde Gul Oya'da Mehmet'i canlandiran Mehmet Ali Nuroglu ve esi Yurdanur'u oynayan Özge Özberk, uzeri ortulen bir donemin anlatildigini soyleyerek, bu projeyi cesur olarak nitelendiriyor. "İnsanlar bunu istiyor, halkin begenisine inelim" soyleminin yikildigini belirten Nuroglu, "İnsanlar, daha doyurucu isler oldugu zaman onu tercih edeceklerini gostermis oldular bu diziyi izleyerek." diyor. Cem Yilmaz'in senaryosunu yazdigi GORA'da uzayli Ceku karakterini canlandiran Özge Özberk, Cagan Irmak'in yonettigi Cemberimde Gul Oya'da solcu bir gence asik oldugu icin ailesini terk eden Yurdanur karakterini canlandiriyor. Ozberk, kendisine teklif edildiginde Ankara'da oldugunu anlatiyor ve ekliyor, "Basta reddetmistim. Ancak senaryoyu okuduktan sonra kabul ettim." Dizinin Turkiye'de ilk defa islenen ve cesaret isteyen bir dokusu oldugunu soyleyen Ozberk, Turkiye'de uzeri ortulen bir donemin insanlarinin anlatildigin ifade ediyor.

Dizide solcu bir genci, Mehmet'i canlandiran Mehmet Ali Nuroglu ise dizinin "insanlar bunu istiyor, halkin begenisine inelim" soylemini yiktigin soyluyor ve ekliyor: "İnsanlar doyurucu isler oldugu zaman onu tercih edeceklerini gostermis oldular diziyi izleyerek."

Politik olmak zorunda degil

Yurdanur'u aski ugruna bildigi yoldan giden bir kiz olarak tanimlayan Ozberk, "Yurdanur 'hayatta bir hedefiniz olsun' diyor, bunu ogretmeye calisiyor." diyor. Ozberk, Yurdanur gibi sevdigi insan icin ailesini bir kenara itemeyecegini de sozlerine ekliyor.

Nuroglu diziyle ilgili teklif geldiginde Ankara Devlet Tiyatrosu'nda oyunu oldugunu ve basta reddettigini soyluyor. Senaryoyu okuduktan sonra kabul ettigini anlatan Nuroglu, dizide kendisini etkileyenin anlatilan donem ve deginilen konular oldugunu soyluyor.

ODTU'te okudugu icin sol kesimden insanlarla arkadaslik ettigini ancak hic bir zaman orgutlu bir gruba dahil olmadigini anlatan Nuroglu: "Serbestim." diyor gulerek. Cok izlenen bir diziyle birlikte gelen sohretin hayatina cok fazla degisiklik getirmedigini soyleyen Nuroglu, "Sohreti umursamiyorum." diyor.

Nuroglu, Cemberimde Gul Oya'dan sonra politik bir calismada yer almak isteyip istemedigi sorusunu ise, "acaba boyle bir beklenti mi var?" diye cevapliyor ve ekliyor, "Ben oyuncuyum. Her turlu iste oynamak isterim. Oyle bir misyonum olduguna inanmiyorum."


ABD, Diyarbakir'a girse ne olurdu?

AB ile ilgili iki oyuncunun farkli gorusleri var. Dizide, Yurdanur'u canlandiran Özge Özberk onemli olanin bundan sonraki donem oldugunu soylerken Mehmet'i oynayan Mehmet Ali Nuroglu Turkiye'nin AB'ye kabul edilmeyecegini soyluyor ve ekliyor: "Biz kulturumuzu unutmus bir ulkeyiz. Bu topraklarda bir cok kulture sahibiz ancak hic birine sahip cikmiyoruz. Boyleyken baska kulturlere dahil olmaya calismak anlamsiz geliyor" Nuroglu, "Yanibasimizda Amerika Irak'a giriyor ama kimsenin umurunda degil. Acaba Amerika Bagdat'a degil de, Diyarbakir'a girseydi ne olurdu?" diye konusuyor.

yeni safak

8 Ocak 2008 Salı

Günümüzde Geçen Hikayelerde Oynamayı Sevmiyorum


OZGE OZBERK "Kirik Kanatlar" dizisiyle karsimizda. Onu "Cemberimde Gul Oya" ile TV'de, "G.O.R.A." ve "Babam ve Oglum" ile sinemada izleyip tanimistik. Aslinda Ozberk 12 yillik bir oyuncu, ustelik tiyatro kokenli.

YAPRAK ARAS

Özge Özberk'i nasil bilirsiniz? Dizileri yakindan takip edenler icin "Cemberimde Gul Oya"nin Yurdanur'u olabilir. Ama benim icin hâlâ Prenses Ceku o. Arif'i operek G.O.R.A. gezegeninin ates topundan kurtarilmasina katkida bulunmus bir yari kahraman!
Saka bir yana, "G.O.R.A."nin uzerine bir film ve iki dizide rol almasina ragmen sokaktaki bircok kisi ona hâlâ Ceku diyormus. "Aaa G.O.R.A." diyenler de oluyormus. "İzel'i gorup 'Aa, İzel Celik Ercan' diyenler gibi" diyor Ozberk gulerek ve ekliyor: "Ama yas ortalamasi yuksek olanlar daha cok Yurdanur olarak taniyor." "Babam ve Oglum" filmiyle Cagan Irmak'in "kadrolu oyunculari" arasina girdigine iyice inandigimiz Ozberk ile "Kirik Kanatlar" dizisini ve "Nazli" karakterini konusmak icin bulustuk.
Son dort aydir hayati Ayvalik'ta gecen Ozberk dizi furyasina artik bir son verme vaktinin geldigine inaniyor: "Hicbir seye vakit ayiramiyorum. Kazandigim parayi harcamaya bile vaktim yok. Bu yaz karar aldim, kendimi gelistirecek seyler yapmak, Amerika'ya gidip İngilizcemi ilerletmek, oyunculukla ilgili atolye calismalarina katilmak ve tiyatroya donmek istiyorum."

Proje sectiginizi soylemissiniz. "Kirik Kanatlar"i kabul etmenizde dizinin milli mucadele zamaninda geciyor olmasinin etkisi oldu mu?
Olmaz mi! "Su Cilgin Turkler"i okumustum goz yaslariyla, teklif tam uzerine geldi. Bir de gunumuzde gecen hikayelerde oynamayi cok sevmiyorum. Sinirlarimi zorlamak, neler yapabilecegimi gormek istiyorum.

Ailenizde Kurtulus Savasi'na katilmis kimse var mi?
Annemin dedesi, Kurtulus Savasi'nda cepheye gitmis ve bir daha geri donmemis. Mezari nerede, o bile bilinmiyor. Sehit torunu olmak cok buyuk bir gurur benim icin.

"Kirik Kanatlar"daki rolunuz icin arastirma yaptiniz mi?
Neyse ki "Cemberimde Gul Oya"ya gore biraz daha hazirlikliydim. Dizide, Nazli'yi canlandiriyorum. Keman calan, Fransizca egitim gormus, pasalarla buyumus bir kiz... Bunu arastirarak bilemezsiniz. Hayal dunyanizda yasatmaniz lazim. Babalari oluyor, Nazli'nin nisanlisi oluyor... Nisanlisina mektup vermek icin gara kostururken yaralilari goruyor ve milli mucadele ruhu bu noktada kanina giriyor. Eminim su anda boyle bir sey olsa, hepimiz canimizi disimize takip mucadele veririz. Tuyleri diken diken eden bir sey. Ve inanir misiniz, bunu sette neredeyse birebir yasadim. Kitaplari okumakla falan olacak bir sey degil.

Milli duygulariniz hayli kabarmis...
500 kisilik bir yardimci oyuncu kadrosu geldi. Gar sahnesi cekiliyor, biri kocasini ariyor, biri cocugunu bekliyor... O kargasayi gormeliydiniz. Herkes o kadar inanarak oynuyordu ki, gozlerimden yas geldi. İnanilmaz bir seydi.

"Senaryo degistirildi"

At binmeyi de ogrenmissiniz dizi icin...
(Guluyor) Orada cok kotu at tecrubeleri yasadim. Bana arizali bir at denk geldi; surekli beni uzerinden atmaya calisiyor. Bir keresinde boynunda bir sure asili kaldim. At korkusu geldi bana. Bes bolum kadar atlarla cebellestim. Altinci bolumden sonra atli degil, yaya olarak devam ettim. Senaryo degisti, artik her yere yuruyerek veya at arabasiyla gidiyorum.

Kurtulus Savasi icin kurulan bir set farkli olmali. Sizi en cok sasirtan ne oldu?
Cok pratik calisan bir sanat grubumuz var. Surekli calismamiz gereken koy meydanindaki tas evleri bozup yeniden yapmak mumkun olmadigi icin tekerlekli bir sistem gelistirmisler. Var olan evlerin uzerine ahsap dekoru giydirip 1920'li yillar dekoruna donusturuyorlar.

Bir roportajinizda dizi izlemediginizi soylemissiniz. Bunun nedeni isin icinde oldugunuz icin kaniksamaniz mi?
Bir suredir "Hirsiz-Polis"i takip ediyorum. Dizileri cok yakin hissetmiyorum kendime. Belki de icinde oldugum icin, bilemiyorum. Artik dizi oyuncusu olarak gorulmek istemiyorum. Keske cok iyi bir tiyatro oyunuyla kendimi gosterebilseydim. Bu, 11 yildir benim icimde buyuk bir ukte oldu. Son iki yildir diziler yuzunden sahneye cikamiyorum. En buyuk istegim iyi bir tiyatrocu olmak. Asla bir dizi oyuncusu olarak kalmak istemiyorum.

Bir de bir dizide birkac bolum gorunup kendini oyuncu olarak tanitanlar var...
Boyle bir hedefleri varsa ne guzel, kendilerini gelistirsinler. Ama iki kamera hareketi gorup "Ben oyuncu oldum" demeleri garip geliyor. 12 yil oldu ama ben bile daha boyle bir sey demiyorum.

"Erkek arkadasim sanki asker yolu bekliyor"

Cekimler yuzunden surekli Ayvalik'tayiz. Erkek arkadasimla cok az gorusebiliyoruz. Asker yolu bekliyormus gibi bir durumu var. Ama basarilarimi seyrettikce gurur duyuyor ve buna katlaniyor. Dizilerle hic alakasi olmayan bir insanken, ailemle birlikte dizi izlerken buldu kendini. "Cemberimde Gul Oya"yi da zorla seyrettiriyordum.
Bundan iki yil oncesine kadar denemeler yaziyordum. Birikmis 150 kadar hikayem vardi.
Defterler aldim Ayvalik'a giderken ama yorgunluktan hicbir sey yapacak halim kalmiyor.
Zamansizliktan alisveris yapma luksum kalmadi. Marka takintim yoktur ama İstanbul'a gelince Zara'ya bakmadan donmem.

"Burnumda problem vardi, neden yaptirmayayim?"

Özge Özberk: "Burnunu yaptirdi, bir yerlere geldi diye yazmislar bir yerde benim icin. Bunlarla kim ugrasir anlamiyorum. 12 yildir oyunculuk yapiyorum sonucta. İnsanlar guzel bir seye bakmak istiyorlar televizyonda. Rahatsiz oldugunuz bir sey varsa, ki benim burnumda problem vardi, neden yaptirmayayim? Bunun konusuluyor olmasi bile cok sacma."

"Cok cekingendim, dolmusta 'İnecek var' diyemezdim"

Cocuklugunuzda da merakli miydiniz oyunculuga?
Evet ama ilkokuldayken bir gun siir okuma sirasinda bir sahne korkusu geldi ve liseye kadar surdu. Cok cekingen bir cocuktum. Dolmusta "İnecek var" diyemezdim. Birisi inerse arkasindan inerdim.

Mujdat Gezen Sanat Merkezi'ni neden bitiremediniz?
Atildim. Sinifi cok iyi bir puanla gecmisken, bir hocamizin arizasi sonucunda bircok arkadasim benimle sinifta kaldi. Bunlar arasinda "Avrupa Yakasi"ndaki Selin'i oynayan Evrim Akin, Ozgu Namal gibi isimler de var. Bir daha konservatuvar falan dusunmedim. En buyuk konservatuvar BKM'ydi benim icin. 1994'te kurulurken girdim ve 11 yildir oradayim.

Sizin icin oyunculuktaki donum noktasi nedir peki?
"G.O.R.A."da kendimden cok farkli bir oyunculuk yuklemedim Ceku'ya. Zaten benim gibi bir kizdi Ceku. Cem'in (Yilmaz) isminin gectigi bir isin icinde yer almak zaten isminizi duyuruyor olmak demek. Ama oyunculuk adina bunca yildir biriktirdiklerimi "Cemberimde Gul Oya"da gosterdim.

Simdiye kadar en severek oynadiginiz karakter hangisiydi?
Yurdanur'un yeri cok ozeldir cunku cok sey kattim ona.
Kendimi Ozge degil, Yurdanur olarak dusunmeye calistim.
Cok disli bir karakterdi. Keske hepimiz Yurdanur olabilsek, istediklerimizi sonuna kadar savunup pesinden gitsek.

Milliyet

Sinekli Bakkal geliyor, Hürriyet'in Haberi


Türk edebiyatının köşe taşlarından, Halide Edip Adıvar'ın "Sinekli Bakkal" romanı, Pastel Yapım tarafından dizi olarak ekrana gelecek.

İstanbul'un kenar sokaklarıyla, lüks mahalleleri arasında yaşayan farklı sınıflardan kahramanlar aracılığıyla, II. Abdülhamid ve Meşrutiyet dönemi Osmanlısı'nda Doğu-Batı çekişmesini işleyen öykü, Gökhan Aktemur ve Şirin Toprak Aktemur tarafından günümüze uyarlandı.

Çok iddialı bir kadroyla çekilecek dizi için tiyatro ve sinemada isim yapmış pek çok sanatçı bir araya geldi. Eserde ideal Türk kadınını yansıtan Rabia karakterini Özge Özberk oynayacak. Dizide, Mazlum Kiper, Şemsi İnkaya, Sermin Hürmeriç, Erkan Sever de rol alacak.

Sinekli Bakkal 3.Bölüm Özet

Bölüm 3 / Yeni Bölüm
10 Ocak Perşembe 20:00'de

Şarkın gizemli serüveninde aklıyla yola çıkan batılı bir müzisyen,
Garba açılan kapıları kalbiyle aralayan doğulu bir kız,
Ve dokuzuncu köyden de kovulup yurduna dönen ortaoyuncu,
Onları aşkın tınısıyla, hasretle birleştiren Halide Edib'in usta kalemi...
Eskimeyen, eskimeyecek bir başyapıt: Sinekli Bakkal...
Yepyeni senaryosuyla, bugün, yeniden Sinekli Bakkal...

Türk edebiyatının unutulmaz eserlerinden biri olan Sinekli Bakkal, Pastel Yapım tarafından dizi film projesi olarak hazırlandı. İstanbul’un kenar sokaklarıyla lüks mahalleleri arasında yaşayan farklı sınıflardan kahramanlar aracılığıyla; II.Meşrutiyet öncesi toplumsal yaşam içinde yalpalayan insanların anlatıldığı roman tarafından günümüze uyarlandı.
Öykü ve karakterler bugünün sinema ve televizyon izleyicisi için ilgi çekici hale getirilirken; nitelikli ve büyük bir kitlenin heyecanla, tartışarak ve keyifle takip edeceği bir proje oluşturuldu.

5 Ocak 2008 Cumartesi

Çemberimde Gül Oya Final Gecesi 16 Mart 2006



Kanal D’nin basrollerinde Selda Alkor, Özge Özberk ve Mehmet Ali Nuroglu’nun oynadigi sevilen dizisi “Çemberimde Gül Oya” bu aksam muhtesem bir finalle ekrana veda ediyor. Dizinin son bolumunde herkesi buyuk surprizler bekliyor.

Dursun ve Halil, mahkemede mahkum sandalyesinde oturmakta, asker Mehmet ise onlarin hemen yaninda gorevinin basinda durmaktadir. Mehmet ici icini kemirerek, tutuklularin anneleri ve yakinlariyla birlikte, onlar icin verilen acimasiz karari dinler. Sonunda kendini tutamayip kurallara aykiri davranacak ve yaptigi hareketin bedelini hucre cezasiyla odeyecektir. Kocasi icin safak sayan Yurdanur yikilir. Artik Mehmet’e kavusma suresi belirsizdir. Üstelik darbe kosullari giderek agirlasmaktadir. Bir zamanlarin pur nese konak sakinleri, hem darbenin karamsarligi hem de hayat kosullarinin agirligiyla evlerini birer birer terk edip, konagi yeni sahiplerine birakirlar. Hayat hepsini bir yana savurur; artik birbirlerinden haber alamaz olmuslardir. Ancak cok yakindan tanidiklari biri onlari her zaman izlemektedir.

Gunumuzde ise; Ercan ve Feriha’nin mutlu beraberlikleri, Suna’nin zoruyla da olsa, aciga kavusur. Şanliurfa donusu yorgun dusen ve hastaneye kaldirilan Yurdanur, hic beklemedigi bir anda hayatinin surpriziyle karsilasir. Yurdanur’un ziyaretine gelen bu ozlem dolu, ‘en iyi arkadas’in, anlatacak cok seyi vardir. Çemberimde Gül Oya kitabi icin duzenlenen imza gununde Feriha, annesine verebilecegi en buyuk hediyeyi de yaninda getirmistir; Yurdanur’un ozlemle aradigi eski bir dostunu. Çemberimde Gül Oya filmi icin harekete gecen yonetmen sonunda Yurdanur’dan izin koparmayi basarir. Filmin ilk gununde seti ziyarete giden Yurdanur’un yaninda ‘gercek kahramanlari’ vardir. Kendini ve Mehmet’i canlandiracak unlu oyuncularla bulusan, yonetmenle aslinda yillar once tanistigini fark eden Yurdanur, tekrar o gunleri yasamaya baslar.

Yonetmen: Çağan Irmak
Senaryo : Çağan Irmak
Yapim : Avsar Yapim
Yapimci : Şukru Avsar-Bahadir Atay
Oyuncular : Selda Alkor (Yurdanur), Özge Özberk (Genc Yurdanur), Mehmet Ali Nuroglu (Mehmet), Melisa Sozen (Feriha), Isik Aras (Hatice), Levent Yilmaz (Nazif), Isil Yucesoy (Sema), Kenan Bal (Dincer), Şerif Sezer (Sultan) , Tuba Buyukustun (Zarife), Mahmut Gokgoz (İbrahim), Suzan Aksoy (Suna), Ali Kiyak (Gazi Dede), Firat Berk Konya (Erdal), Fusun Erbulak (Madam Niki), Goncagül Sunar (Canan Cansev), Ümit Çirak (Selo), Eylul Deniz Çolak (Nihal), Serhat Nalbantoglu (Sinan), Kartal Balaban (Hasan), Bulent Alkis (Salih)

Sabah Gazetesi: Çemberimde Gül Oya



Kardeşler aynı dizide buluştu

Onlar oyunculuga bas koymus iki kardes. Çemberimde Gul Oya dizisinde rol alan Özge Özberk ve Özgur Özberk, oyunculuk yolunda birbirlerine destek oluyor.

Soylediklerine gore 18 yasina kadar Besiktas'in nerede oldugunu bilmeyecek kadar iclerine kapanik iki kardestiler. Öyle ki biri sohbet etmeyi insanlari dinlemek sanirken, digeri bindigi otobuste inecek dugmesine basmaya bile utaniyordu. Ancak ne olduysa oldu ve bu iki utangac kardes bugun oynadiklari dizi ile Turkiye'nin gundemine oturdu. G.O.R.A. filmindeki Ceku karakteri ile tum dikkatleri uzerine ceken ve 'Çemberimde Gul Oya' isimli diziyle begeni toplayan Özge Özberk (29) ile aynı dizideki 'Cenk' roluyle taninan Özgur Özberk (31) simdi tam anlamiyla utangaclikla gecen yillarin acisini cikartiyor.

* İlk kez mi aynı dizide rol aliyorsunuz?

Özgur Özberk: Herkes oyle zannediyor ama aslinda biz daha once TGRT'de yayinlanan ve basrolde Cuneyt Arkin'in oynadigi 'Bizim Ev' isimli dizide birlikte oynadik. İkinci birlikte oynadigimiz dizi ise 'Çemberimde Gul Oya' oldu.

* Oyunculuga ilk olarak kim basladi da digerini de bu isin icine surukledi?

Özge Özberk: Ben daha once basladim. İlk kez 'Şaban Askerde' isimli dizide Kemal Sunal ile birlikte oynamistim. Alti yil boyunca 'Bizimkiler' dizisinde rol aldim. Daha sonra, Defne Samyeli'nin dans ve skeclerden olusan bir sovu vardi; onda oynadim. 1994 yilinda ise Besiktas Kultur Merkezi'nin oyuncusu oldum. Ama konservatuvar egitimi olarak Mujdat Gezen Sanat Merkezi'nden mezunum.

Özgur Özberk: Aslinda ben İstanbul Üniversitesi Elektronik Muhendisligini bitirdim. Okula devam ederken dizide oynamaya basladim. Tam 104 bolum 'Bizim Ev' dizisinde Cuneyt Arkin'la neredeyse bas basa oynadim. Dizinin bitmesiyle birlikte okulum da bitti. Tam bu donemde, ne yapacagima karar verme asamasinda New York'a isletme master'i yapmak uzere gittim. Ancak isletme yerine dort sene New York Üniversitesi'ne bagli HB Studyo'da oyunculuk okudum. Orada para kazanmak icin barmen sefliginden modellige kadar pek cok isle ugrastim. Özge ise Turkiye'de guzel isler yapiyordu ve beni Turkiye'ye donmeye ikna etti.

ÖZGÜR'Ü KISKANIRDIM

* Sizin iliskiniz nasil?

Özgur Özberk: Özge'yle biz cok yakiniz.

Özge Özberk: Kardes gibi degil de arkadas gibiyiz. Her seyi paylasiriz. Özgur bana kiz arkadasiyla olan problemlerinden, annemle babamla ilgili tum kafasina takilanlari anlatir.

Özgur Özberk: Biz de Özge Hanim'i az kurtarmadik.

* Kurtarmak ne anlamda? Erkek arkadas meselelerinde falan mi?

Özgur Özberk: Örnek olarak bunu veriyorsaniz olur tabii.

Özge Özberk: Ben Özgur'un kiz arkadaslarini kiskanirdim. Onu arayan oldugunda yanlis numara deyip telefonu cok kapattigim olmustur.

Özgur Özberk: Eger kiz arkadasimi daha ilk gorusunde sevmediyse, o kiz artik agziyla kus tutsa ilgisini cekemez. O yuzden gittik biz uzak diyarlara.

* Birlikte hayata gecirmek istediginiz baska projeler var mi?

Özgur Özberk: Hep bir uretkenlik pesindeyim ben. Televizyonda program yapmaktan, film calismalarina kadar pek cok projem var.

Özge Özberk: Ben biraz daha sakin olma taraftariyim. Yaptigim isi saglam tutup, sonuna kadar iyi yapmak istiyorum.

1 Ocak 2008 Salı

Kırık Kanatlar’dan Geniş Zamanlar’a: Özge Özberk

G.O.R.A. (Ceku), Çemberimde Gül Oya (Yurdanur), Babam ve Oğlum (Sadık’ın sevgilisi) Kırık Kanatlar (Nazlı) gibi reytingi yüksek projelerde yer alan Özge Özberk, bugünlerde Star TV’nin yeni dizisi Geniş Zamanlar’da boy gösteriyor. Yaptığı işlerin tutmasını kaliteli projelere bağlayan Özberk, gelecekte kendini iyi yerlerde görüyor. O yüzden de gece gündüz demeden setler arasında adeta mekik dokuyor. Oyunculukta kendini sürekli yenileyen ve geliştiren Özberk, “Yapı olarak duygusal bir insan olduğum için Alalh beni kötü yönetmenlerin ve senaristlerin eline düşürmesin.” diyor. Ayrılmasıyla olay olan Kırık Kanatlar’la ilgili önemli açıklamalarda bulunan oyuncu ile Geniş Zamanlar’ı, dizi sektörünü, şöhretin kendisini korkutup korkutmadığını, magazin dünyasına bakışını ve sinemayı konuştuk…

Kırık Kanatlar’dan ayrılmanız konuşulurken bir anda ‘Geniş Zamanlar’da çıktınız sevenlerinizin karşısına…

‘Kırık Kanatlar’ın yaz sezonunda kaldırılıp kaldırılmayacağı ile ilgili bir belirsizlik vardı. Bu arada ‘Geniş Zamanlar’ın yapımcısı da dizinin biteceğine dair duyumlar almış. Teklif ettiler. Ama ben ısrarla ‘bitmeyecek’ diyordum. Ama senaryo bazında çok büyük sorunlarım vardı. Bu sorunlar da benim diziden ayrılmama sebep oldu…

Sorun derken neyi kastediyorsunuz?

Rolüme kattığım emeğin sonlara doğru azaldığını, hatta kaybolduğunu gördüm. Dolayısı ile diziden ayrıldım. Dizi piyasasına da girmek istemiyordum. ‘Kırık Kanatlar’da çok büyük drama serüveni yaşadığım için biraz ara vermek istiyordum. Bu sezon, sinema ve tiyatro olmasını istiyordum. Fakat bu proje geldi. İçinde Ayşe Kulin (Geniş Zamanlar’ın yazarı), Zuhal Olcay gibi isimler olunca kabul ettim.

Yüzünüzü dinlendirmek mi istemiştiniz?

Hayır, sadece dizi furyasının beni çok yorduğunu fark ettim ve asıl işim olan tiyatroya ağırlık vermek istemiştim…

Senaryoda sizi çeken neydi?

Beni seneryoda en büyük etkileyen ‘çaresizlik’ti. Seçiminizin olmaması, doğru mu yanlış mı olduğunu görememeniz ve belirsizliklerin olmasıydı. Çok da aşk hikayeleri falan yaşamıyor. Tamamen insana dair ilişkiler var. Ve ben dönem dizisi yaptığım için çok yoruldum. Mesela günümüzde olsaydı insanlara bakıp, gözlemleyip, bu böyle davranır diyebilirsiniz. Ama 20’lerden kimseden etkilenemezsiniz.

‘Geniş Zamanlar’ı insanlar neden izlesin?

Biz bu dizi furyasından şu yüzden sıyrılacağız, hikayesi ile oyuncularıyla hemen fark atıyor. İnsana dair olan her şey dizide var. Çok ünlü bir avukatın ters köşe oluşu, bir kızın geldiği yer mi yoksa bulunduğu yer mi meselesi var. İleriki bölümlerde göreceğimiz bir çocuğu doğuranın mı yoksa, bakanın mı daha önemli olduğu tartışılıyor. Ve eminim ki gündem oluşturacak.

Hep yüksek reytingli projelerde yer aldınız, şöhret korkutuyor mu?

Ben sonradan şöhret olmadım. 18 yaşında BKM’ye girdim. Ve Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Zerrin Sümer gibi birçok usta sanatçı ile birlikte çalıştım. Bu yüzden şöhretin beni korkutmasına imkan yoktu. Neyin ne olduğunu çok küçük yaştan beri idrak ettiğim için beni korkutması söz konusu bile olmadı.

‘Kırık Kanatlar’dan ayrıldınız; ama izleyici hâlâ bir sahneden çıkıp geleceğinizi düşünüyor.

Evet böyle düşünenler varmış… Ben ‘Kırık Kanatlar’ izleyicisine çok teşekkür ediyorum. Çünkü tarihte görülmemiş bir şey yaptılar, dizi bitiyor, denildiği anda bütün telefonlar kilitlendi. Ayrıca bütün televizyon eleştirmenleri ve köşe yazarları da yazdı. Ama bir karakter başlar ve biter. Önüme bakmam lazım.

İyi projelerde yer almanızla birlikte çıtayı da yükselttiniz. Sizi nasıl bir gelecek bekliyor?

Yaptığım işten daha kötü bir iş yapmamayı kendime prensip edindim. Ama hiçbir zaman da iyi bir iş gelmezse oynamam, piyasadan silinirim demedim. Bizim hayatımız sadece diziden ibaret değil, tiyatro da var. Tiyatro, zaten gelecek projelere zemin hazırlıyor. Çıtayı yükseltme korkum yok; ama hedefim bu.

Yeşilçam’ın ünlülerinin yaptığı projeler tutmadı. Sizde de böyle bir endişe var mı?

Ben sadece günümü yaşıyorum. Şu anda gelen projeleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. 40 sene sonra unutulacak mıyım, beni kimse hatırlayacak mı kaygılarını gerçekten yaşamıyorum. Ama niye tutmuyor, diye düşündüğümde de birazcık proje seçimi ile alakalı olduğunu görüyorum. İsim iş yapar mı, hayır yapmaz. Bu bir bütünler karmaşası. Bunun içinde senaryo, ekip, oyuncular her şey birbirini etkiler. Tutmayan projelerin biraz da bütününe bakmak lazım.

Sinema, dizi hangisi sizi heyecanlandırıyor?

Dizileri, kitlelere ulaşmak için bir aracı olarak görüyorum. Çünkü çok hızlı bir furya bu. Oyunculukla ilgili çok büyük bir emek harcayamıyorsunuz. Ama tiyatro böyle değil. 2 ay kampa giriyorsunuz ve elinizde ne varsa ortaya döküyorsunuz. Tiyatronun çekiciliği sanırım buradan kaynaklanıyor. Yani o iki ay içinde her şeyi düşünüyorsunuz. Dizide ek sahne geliyor, hemen oynuyorsunuz ve bitiyor.

10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Eğer böyle giderse iyi bir yerde olacağım kesin. Ama her şey gelen projelere bağlı. İyi projeler geldikçe çıtamızı yükseltmeye devam edeceğiz.

Sizi sektörde en çok korkutan şey nedir?

Yapı olarak duygusal bir insan olduğum için, Allah beni kötü yönetmenlerin ve senaristlerin eline düşürmesin, diyorum.

Oyunculuk dışında yaptığınız şeyler var mı?

Bir ara denemeler yazıyordum. Çocuk oyunu girişimim oldu. Onların tiyatroya gelmesi adına da girişimlerim oldu…

Siz de magazin basınından dertli misiniz?

Eğer siz beni herhangi bir gecede görüntülenirken görüyorsanız, kendiniz cevap verin. Bu durumlardan pek hoşlaşmıyorum.

Bugüne kadar pek çok projede yer aldınız. En çok hoşunuza gidenler hangileri?

‘Çemberimde Gül Oya’, ‘Babam ve Oğlum’ ve G.O.R.A.’daki rollerim aklımdan çıkmaz. Çok iyi bir tat bıraktı denilebilir.

Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Yine oyuncu… Hatta yönetmen olurdum.

Osman Sınav’ın ‘Pars Kiraz Operasyonu’nda yer alacağınız söylenmişti…

Evet böyle bir şey vardı; ama olmadı. Çünkü dizi ile aynı tarihe denk geldi.

Tiyatro projeniz var mı?

Şubat sonunda Duru Tiyatro’da Hamlet’i oynayacağız. Bunun için çalışmalarımız sürüyor.

Yusuf BÜLBÜL

Kaynak:Gençlik/Zaman

Sinekli Bakkal, Harika Pazar Röportajı Video

Özge Özberk & Mehmet Ali Nuroğlu


1970'lerin ruhu geri döndü

Takma kirpikler, büyük yaka gömlekler, İspanyol paça pantolonlar... 70'li yıllar Çemberimde Gül Oya ile geri döndü Dizinin iki genç ve başarılı başrol oyuncusu Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk ile 70'li yıllar ile günümüzü karşılaştırdık.

4 EKİM Mehmet Ali Nuroğlu ve Özge Özberk 70'lerin dünyasını; o dönemin sıcaklığını, zorluklarını, politik yapısını, aşklarını, Çemberimde Gül Oya dizisinde yeniden yaşatıyorlar. Genç oyuncular her ne kadar o yıllara hayranlık duysalar da, 'Artık bu çağda yaşamaya adapte olmuşken, her şeyi daha light yaşamaya alışmışken, geçmişe dönmek bizi çok yıpratır" diyorlar.

* Dönem dizisi çekmek kolay değil. 70'lerin dünyasını hata yapmadan yaratmak ve oynamak sizler için ne kadar zor? M: Çağan Irmak usta bir yönetmen. Nasıl bir etki yaratması gerektiğini iyi biliyor. Bizim ekstra düşünmemize gerek kalmıyor. Ama sanat gurubunun işi zor. Biz toplum olarak çarpık bir gelişme yaşadığımız için, 20 sene öncesi bile olsa inanılmaz bir değişim var. Ufacık bir yeri bile 70'lere döndürecekseniz ortadan kaldırmanız gereken çok şey görürsünüz.

DEJENERE TOPLUM OLDUK

* Rolünüzün daha inandırıcı olması için özel bir araştırma yaptınız mı? M: Benim ilgilendiğim bir dönemdi. Okuduğum kitapları tekrar okudum, o dönemi yaşamış insanların yazdığı otobiyografik kitaplar aldım. Ama tabii eylemlere filan katılmadım. Ö: O dönemi, yaşamış kişilerden dinleyerek öğrenmeyi tercih ettim. Babam üniversitedeyken çok zorluklar yaşamış, beş dakika geç kalsa annem paniklermiş. Ama zaten senaryo yeterince bilgi içeriyor. Oradaki diyaloglar, hareketler, Çağan'ın verdiği mizansenler yeterli.

* 70'leri canlandırmak nasıl bir duygu sizler için? M: Teknolojik olarak tabii ki önemli gelişmeler oldu. Türkiye'de ama o dönemki insanların fikirlerine, inançlarına, sahiplenmelerine ve şu anki bizim tavrımıza baktığım zaman büyük bir dejenerasyon var. Ve bu beni rahatsız ediyor. Çok bireyselleştik. Her koyun kendi bacağından asılır gibi utana sıkıla söylenmesi gereken şeyler çok normal geliyor... O yıllara dönmek isterim ama nasıl ayak uydurabilirim bilmiyorum. Ben bu
çağın koşullanmalarını yaşayan bir insanım. Ö: Saçlar, takma kirpikler, ağır makyajlar, degaje yakalar, biraz zor girdim o döneme ben. Ama özel bir doku var orada. Müziklerden kıyafetlere, görüşlere o kadar çok başlık var ki... Ama yine de yaşamak istemezdim. Aşkı sonuna kadar yaşanmış ve sahiplenmişler, inandıkları şeyin çok fazla peşinden gitmişler. Ben o kadar duygusal hissedemezdim. Artık light ve vurdumduymaz olduk.

* Mehmet Ali, gençlik yıllarında o dönemi yaşasaydın devrimci olur muydun? M: Devrimcilik, bir örgütün içinde bir takım insanlarla beraber düşünmeye çalışmaksa bunu yapamazdım. Baskıcı yapılardan hoşlanmam. Ama onların inandıkları şeylere ben de inanırdım. Kötü şeylerden bahsetmiyorlar ama yöntem olarak yakın hissetmiyorum kendimi. Kendimi devrimciyim diye de adlandırmam. İnsanlar için güzel şeyler istemekse evet devrimciyim, birtakım değerleri muhafaza etmek muhafazakârlıksa o zaman muhafazakârım.

* Özge sen aşkı uğruna aileni karşına alıp aşkının peşinden gider misin gerçekte? Ö: Ben konuşarak anlatmaya çalışırdım. Yurdanur bunu denemedi. Aşık olduğu çocuk babasının tamamen tersi bir insandı. Sanırım ben Yurdanur'a göre biraz daha uğraşırdım. Ama Yurdanur kadar derin değilim. Bu dönemde bence aşk yerine önemli olan birbirine duyduğun saygı ve verdiğin değerdir.

* Politik yönü ağır bir dizide oynuyorsunuz. Korkmadınız mı sert tepki gelir mi diye? Ö: Hayır. Bu Türkiye'- nin bir gerçeği. Bunu bilmeyenlere görsel bir şekilde anlatmak gerekiyor. M: Hiç korkmadım. O dönemki siyasi yapıyı anlatmak öncelikli hedef değil. İnsan ilişkilerindeki sıcaklığı ve değerleri anlatıyoruz. Benim için gurur verici bir şey. O dönemler hep yok sayıldı. Bu bazı şeylerin sorgulanması için bir başlangıç olabilir.

*Peki gelen tepkiler nasıl? Ö: Dizi seyretmeyen bir gençlik var. Ama bizi seyrediyorlar ve birbirlerine çaktırmadan ağladıklarını söylüyorlar. M: Riskli de bir şey. Hassas bir dönem, acı çekilmiş. En ufak bir şey kötü şeyler yaşamış insanları kırabilir. Ama bunlarla karşılaşmadık. Diziden sonra bir genç o dönemle ilgili bir tarih kitabı alıyorsa dizi amacına ulaşmıştır.

* Türkiye'deki oyunculuk sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Ö: Sektör inanılmaz gelişti. 85 yeni dizi girmiş. Herkes mi senarist oldu, herkes mi oyuncu oldu. Ama eleme olacak ve kalan kalacak. Keşke daha fazla sinema filmi yapılsa... M: Çok fazla talep de var ki sektör kendini geliştiriyor. Bir yönden sonra sinemaya kayacak sektör. Daha fazla imkan ve daha çok iş bilen insanlar yetişiyor. Türk oyuncular çok yetenekli. Bir Haluk Bilginer mesala dünya çapında bir adam. Fakat teknik eksiklerimiz var. Yönetmenler, ışık tasarımcıları, sahne tasarımcıları, teorisyenler yok. Bunlara ihtiyacımız var ama bunlara yönelik talep yok. Herkes başrol oyuncusu olmak istiyor.

"Elektriğimiz çok farklı"

Aranızda aşk olup olmadığına dair sorular geliyor mu? Yakıştırılıyor musunuz? M: İşin en sevindirici yanı bu işte. Böyle bir soruyla hiç karşılaşmadık. Yolda da benim başıma hiç öyle şeyler gelmiyor. Genç kızlar çığlıklar filan atmıyor. İnsanlar gözleri dolu dolu teşekkür ediyorlar. Bu dizinin anlattıkları kalplerine dokunuyor ve bu daha önemli onlar için. Ö: Bizim elektriğimiz çok farklı. Mehmet Ali'yi çok seviyorum. İyi bir oyuncu, iyi bir arkadaş. Birbirimize problemlerimizi anlatıyoruz.

Buge CANKAT

www.sabah.com.tr

Sinekli Bakkal İlk bölüm için haber...


Sinekli Bakkalın Günaydın gazetesindeki ilk bölüm hakkındaki haberi:




Türk edebiyatının köşe taşlarından, Halide Edip Adıvar'ın 'Sinekli Bakkal'ı perşembe akşamı atv ekranlarında başladı. Özge Özberk, Uğur Polat, Tarık Papuçcuoğlu, İsmail Hacıoğlu ve Şemşi İnkaya'nın başrolünü üstlendiği dizinin ekibi, önceki akşam ilk bölümü atv yönetcileriyle birlikte izledi. Yapımcılığını Pastel Yapım'ın üstlendiği 'Sinekli Bakkal', Gökhan Aktemur tarafından günümüze uyarlanırken, dizinin yönetmenliğini Gülçin Gülbahçe yaptı.

Sinekli Bakkal için Atv'nin yazısı...

Şarkın gizemli serüveninde aklıyla yola çıkan batılı bir müzisyen,
Garba açılan kapıları kalbiyle aralayan doğulu bir kız,
Ve dokuzuncu köyden de kovulup yurduna dönen ortaoyuncu,
Onları aşkın tınısıyla, hasretle birleştiren Halide Edib'in usta kalemi...
Eskimeyen, eskimeyecek bir başyapıt: Sinekli Bakkal...
Yepyeni senaryosuyla, bugün, yeniden Sinekli Bakkal...

Türk edebiyatının unutulmaz eserlerinden biri olan Sinekli Bakkal, Pastel Yapım tarafından dizi film projesi olarak hazırlandı. İstanbul’un kenar sokaklarıyla lüks mahalleleri arasında yaşayan farklı sınıflardan kahramanlar aracılığıyla; II.Meşrutiyet öncesi toplumsal yaşam içinde yalpalayan insanların anlatıldığı roman tarafından günümüze uyarlandı.
Öykü ve karakterler bugünün sinema ve televizyon izleyicisi için ilgi çekici hale getirilirken; nitelikli ve büyük bir kitlenin heyecanla, tartışarak ve keyifle takip edeceği bir proje oluşturuldu

Sinekli Bakkal 2. Bölüm Özet

Bölüm 2 / Yeni Bölüm
3 Ocak Perşembe 20:00'de Atv'de

Rabia ve Onur’un kaderleri yalnızca mahalledeki kaza anında kesişmez. Aileler, iki gencin sözlenmesi için kararlıdır. Buna karşı çıkan Rabia ve Onur sözün gerçekleşmemesi için her şeyi deneyeceklerdir. Rabia evden kaçar. İlhami ve Emine yıkılmıştır. Onur ise yurtdışına çıkabilmenin yollarını aramaktadır.
Dokuzuncu köyden de kovulan Tevfik’in, acıları, hasreti, oyunları ve korkuları sona ermek üzeredir. Avukat Adnan, onun dosyalarındaki durumunu tekrar gözden geçirmiş ve ortaya çıkardığı bir hata sonrasında Tevfik’in “temiz” olduğunu ve yurda dönmesi için bir engelinin kalmadığını belirlemiştir. Bu mutlu haberi vermek için derhal Tevfik’in evine giden Adnan, gördüğü manzara karşısında dehşete kapılır. Almanya’daki bu evde her ikisini de bir sürpriz beklemektedir.

İstanbul’daki dostlarıyla birarada olan Peregrini, tüm iyi niyeti ve romantizmiyle, Onur’un zorla sözlendirilmesine üzülmektedir. Ona destek olmaya çalışır ama henüz Onur’un sözleneceği kızın Rabia olduğunu bilmemektedir.

Söz töreni için aileler biraraya gelmek üzereyken ne Onur ne de Rabia ortada yoktur. Son anda durumu anlayan Peregrini’nin yüreğine büyük bir ateş düşer. Ancak bu ateş yalnızca düştüğü yeri yakmayacaktır.