1 Ocak 2008 Salı

Kırık Kanatlar’dan Geniş Zamanlar’a: Özge Özberk

G.O.R.A. (Ceku), Çemberimde Gül Oya (Yurdanur), Babam ve Oğlum (Sadık’ın sevgilisi) Kırık Kanatlar (Nazlı) gibi reytingi yüksek projelerde yer alan Özge Özberk, bugünlerde Star TV’nin yeni dizisi Geniş Zamanlar’da boy gösteriyor. Yaptığı işlerin tutmasını kaliteli projelere bağlayan Özberk, gelecekte kendini iyi yerlerde görüyor. O yüzden de gece gündüz demeden setler arasında adeta mekik dokuyor. Oyunculukta kendini sürekli yenileyen ve geliştiren Özberk, “Yapı olarak duygusal bir insan olduğum için Alalh beni kötü yönetmenlerin ve senaristlerin eline düşürmesin.” diyor. Ayrılmasıyla olay olan Kırık Kanatlar’la ilgili önemli açıklamalarda bulunan oyuncu ile Geniş Zamanlar’ı, dizi sektörünü, şöhretin kendisini korkutup korkutmadığını, magazin dünyasına bakışını ve sinemayı konuştuk…

Kırık Kanatlar’dan ayrılmanız konuşulurken bir anda ‘Geniş Zamanlar’da çıktınız sevenlerinizin karşısına…

‘Kırık Kanatlar’ın yaz sezonunda kaldırılıp kaldırılmayacağı ile ilgili bir belirsizlik vardı. Bu arada ‘Geniş Zamanlar’ın yapımcısı da dizinin biteceğine dair duyumlar almış. Teklif ettiler. Ama ben ısrarla ‘bitmeyecek’ diyordum. Ama senaryo bazında çok büyük sorunlarım vardı. Bu sorunlar da benim diziden ayrılmama sebep oldu…

Sorun derken neyi kastediyorsunuz?

Rolüme kattığım emeğin sonlara doğru azaldığını, hatta kaybolduğunu gördüm. Dolayısı ile diziden ayrıldım. Dizi piyasasına da girmek istemiyordum. ‘Kırık Kanatlar’da çok büyük drama serüveni yaşadığım için biraz ara vermek istiyordum. Bu sezon, sinema ve tiyatro olmasını istiyordum. Fakat bu proje geldi. İçinde Ayşe Kulin (Geniş Zamanlar’ın yazarı), Zuhal Olcay gibi isimler olunca kabul ettim.

Yüzünüzü dinlendirmek mi istemiştiniz?

Hayır, sadece dizi furyasının beni çok yorduğunu fark ettim ve asıl işim olan tiyatroya ağırlık vermek istemiştim…

Senaryoda sizi çeken neydi?

Beni seneryoda en büyük etkileyen ‘çaresizlik’ti. Seçiminizin olmaması, doğru mu yanlış mı olduğunu görememeniz ve belirsizliklerin olmasıydı. Çok da aşk hikayeleri falan yaşamıyor. Tamamen insana dair ilişkiler var. Ve ben dönem dizisi yaptığım için çok yoruldum. Mesela günümüzde olsaydı insanlara bakıp, gözlemleyip, bu böyle davranır diyebilirsiniz. Ama 20’lerden kimseden etkilenemezsiniz.

‘Geniş Zamanlar’ı insanlar neden izlesin?

Biz bu dizi furyasından şu yüzden sıyrılacağız, hikayesi ile oyuncularıyla hemen fark atıyor. İnsana dair olan her şey dizide var. Çok ünlü bir avukatın ters köşe oluşu, bir kızın geldiği yer mi yoksa bulunduğu yer mi meselesi var. İleriki bölümlerde göreceğimiz bir çocuğu doğuranın mı yoksa, bakanın mı daha önemli olduğu tartışılıyor. Ve eminim ki gündem oluşturacak.

Hep yüksek reytingli projelerde yer aldınız, şöhret korkutuyor mu?

Ben sonradan şöhret olmadım. 18 yaşında BKM’ye girdim. Ve Demet Akbağ, Yılmaz Erdoğan, Zerrin Sümer gibi birçok usta sanatçı ile birlikte çalıştım. Bu yüzden şöhretin beni korkutmasına imkan yoktu. Neyin ne olduğunu çok küçük yaştan beri idrak ettiğim için beni korkutması söz konusu bile olmadı.

‘Kırık Kanatlar’dan ayrıldınız; ama izleyici hâlâ bir sahneden çıkıp geleceğinizi düşünüyor.

Evet böyle düşünenler varmış… Ben ‘Kırık Kanatlar’ izleyicisine çok teşekkür ediyorum. Çünkü tarihte görülmemiş bir şey yaptılar, dizi bitiyor, denildiği anda bütün telefonlar kilitlendi. Ayrıca bütün televizyon eleştirmenleri ve köşe yazarları da yazdı. Ama bir karakter başlar ve biter. Önüme bakmam lazım.

İyi projelerde yer almanızla birlikte çıtayı da yükselttiniz. Sizi nasıl bir gelecek bekliyor?

Yaptığım işten daha kötü bir iş yapmamayı kendime prensip edindim. Ama hiçbir zaman da iyi bir iş gelmezse oynamam, piyasadan silinirim demedim. Bizim hayatımız sadece diziden ibaret değil, tiyatro da var. Tiyatro, zaten gelecek projelere zemin hazırlıyor. Çıtayı yükseltme korkum yok; ama hedefim bu.

Yeşilçam’ın ünlülerinin yaptığı projeler tutmadı. Sizde de böyle bir endişe var mı?

Ben sadece günümü yaşıyorum. Şu anda gelen projeleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. 40 sene sonra unutulacak mıyım, beni kimse hatırlayacak mı kaygılarını gerçekten yaşamıyorum. Ama niye tutmuyor, diye düşündüğümde de birazcık proje seçimi ile alakalı olduğunu görüyorum. İsim iş yapar mı, hayır yapmaz. Bu bir bütünler karmaşası. Bunun içinde senaryo, ekip, oyuncular her şey birbirini etkiler. Tutmayan projelerin biraz da bütününe bakmak lazım.

Sinema, dizi hangisi sizi heyecanlandırıyor?

Dizileri, kitlelere ulaşmak için bir aracı olarak görüyorum. Çünkü çok hızlı bir furya bu. Oyunculukla ilgili çok büyük bir emek harcayamıyorsunuz. Ama tiyatro böyle değil. 2 ay kampa giriyorsunuz ve elinizde ne varsa ortaya döküyorsunuz. Tiyatronun çekiciliği sanırım buradan kaynaklanıyor. Yani o iki ay içinde her şeyi düşünüyorsunuz. Dizide ek sahne geliyor, hemen oynuyorsunuz ve bitiyor.

10 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?

Eğer böyle giderse iyi bir yerde olacağım kesin. Ama her şey gelen projelere bağlı. İyi projeler geldikçe çıtamızı yükseltmeye devam edeceğiz.

Sizi sektörde en çok korkutan şey nedir?

Yapı olarak duygusal bir insan olduğum için, Allah beni kötü yönetmenlerin ve senaristlerin eline düşürmesin, diyorum.

Oyunculuk dışında yaptığınız şeyler var mı?

Bir ara denemeler yazıyordum. Çocuk oyunu girişimim oldu. Onların tiyatroya gelmesi adına da girişimlerim oldu…

Siz de magazin basınından dertli misiniz?

Eğer siz beni herhangi bir gecede görüntülenirken görüyorsanız, kendiniz cevap verin. Bu durumlardan pek hoşlaşmıyorum.

Bugüne kadar pek çok projede yer aldınız. En çok hoşunuza gidenler hangileri?

‘Çemberimde Gül Oya’, ‘Babam ve Oğlum’ ve G.O.R.A.’daki rollerim aklımdan çıkmaz. Çok iyi bir tat bıraktı denilebilir.

Oyuncu olmasaydınız ne olurdunuz?

Yine oyuncu… Hatta yönetmen olurdum.

Osman Sınav’ın ‘Pars Kiraz Operasyonu’nda yer alacağınız söylenmişti…

Evet böyle bir şey vardı; ama olmadı. Çünkü dizi ile aynı tarihe denk geldi.

Tiyatro projeniz var mı?

Şubat sonunda Duru Tiyatro’da Hamlet’i oynayacağız. Bunun için çalışmalarımız sürüyor.

Yusuf BÜLBÜL

Kaynak:Gençlik/Zaman

Hiç yorum yok: